Optimum Apr. 2018 | Page 53

Dün geceden beri içemediğim ilaçlarımı içtim, kokuşmuş kıyafetlerimden kurtulup soyundum ve iki kumaş parçası arasında buldum kendimi. Sessizlik sinmişti apartmana. Uyuyamadım. Süreyya, Nazım, Lamia... Süreyya, Lamia ile birbirlerine karşı besledikleri aşkı her gece bu saatlerde anlatırdı. Duvarlardan süzülen sesi ile dinlerdik hikâyelerini. Şimdi ise duvarlar küskün. Gelmiyor sesi ne Süreyya’nın ne Lamia’nın ne de Nazım’ın. Artık serzeniş edebileceğim bir Süreyya’m, Lamia’m yok. Tek şey var. Sessizlik var, bir de onların bitmeyen aşkı… Ben 13 yıldır emekliyim Memur Bey. 13 yıldır o apartmanda mahkûmum. Bacaklarımdan ötürü inip çıkamam da merdivenleri her gün. Üstelik sağ bacağıma demirden yama yaptılar. Gerisini sen düşün. Epey yaş aldım. Fakat gözlerim ve kulaklarım hiç yaşlanmadı. Ne olduysa kulaklarım hep duydu. Ne yaşandıysa gözlerim hep gördü. Komşuluk budur zaten. Birbirimizin gözü, kulağı oluruz. Süreyya… Kimse ile komşuluk etmezdi. Yabaniydi insanlara. Sadece benle görüşürdü. Aman canım neden olacak tabii ki su borularım yüzünden. Sürekli patlayıp duruyorlar da… Süreyya her gün - akşamüzeri - 6’ya beş varken elinde bir demet papatya ile eve gelirdi. Aksine hiç rastlamadım. Lamia Hanım ise evliliğini yıllar boyu aşkla yürütebilen tek kadındı. En azından bizim apartmanda. Süreyya’yı elinde papatya ile her görüşümde kıskanırdım Lamia Hanımı. Hangi kadın kıskanmaz ki. Benim rahmetlinin bana aldığı tek çiçek gelin çiçeğiydi. O da mecburiyetten… Dün akşam papatyalar yoktu Süreyya’nın elinde. Eski, kara bir kutu vardı. Şaşırdım görünce tabii. Pencereden Süreyya’ya seslenerek: Papatyalara ne oldu, dedim. İlk defa gözlerimin içine baktı. Papatyalar solmuş, dedi. Papatyalar yıllar önce solmuş… Pencereden içeri girdim. Garipti aslında olanlar. İçim kötü hislerle dolmuştu. Ama Süreyya da garip bir insandı. Aldırmadım o yüzden. Keşke aldırsaydım. Engel olurdum belki olanlara. Kokl Yıllardır 3 numaralı kapının arkasındaki o gizemli hayatı merak etmiştim. Şimdi o kapının önündeyim. Merakım; bir tutam burukluğa, birkaç gram hasrete, birazcık da kızgınlığa dönüşerek bana aşkı hatırlattı, sahip olduğum huysuz ruhuma ve kırışık bedenime rağmen. Süreyya her daim yatsıdan sonra cümle âleme aşklarını anlatırdı. Bütün apartman 51