Ocak 2019 ocak2019 | Page 92

Kitap Tahlili: Mavera Tahir Ceyhun Yıldız Uhrevî sevgilerin kitapta pîri bir postta, dünyaya tapıcıların üstâd-ı â’zâmı mistırlar plazada… Dünya da böyle değil mi zâten; kötülerin hüküm sürmek istediği ve iyilerin hayatına, hayâline sâhip olmak isteyişleri, bir yandan da sevenlerini dünyadan ve dünyaya ait olanlardan uzaklaştırmak için çırpınan insanlar… Ama elbet bu cengin de bir kazananı olacaktı… Müridânın mürşidlerine sorduğu sorular, yaşadıkları maddî-mânevî ahvâl, imtihânlar, konuşulan konular, dert edilen mevzular bu dünyanın çilesinden yorulmuşlara, bir güzele müntesib olanlara yabancı gelmeyecek eminim ki… Eser, öyle derin ki; gözden kaçırdığınız hattâ hiç göze almadığınız bazı şeylere daha çok dikkat etmenize vesile olacak. ‘Eser bir seyr-u sulûk romanı’ desek, bence hata etmiş olmayız. Şu ifâdeyi kullanmadan geçemeyeceğim: Eser Mirac üzere kurulmuş ama her okuyan kendini okuyacak aslında. Hem bu tür kitaplar kendimizi okumak, kaybettiğimiz kendimizi bulmak için değil mi zâten? Okur, Mirac’ın nefsinde kendi ‘ene’sini sorgulayacak. Kahramanımız Mirac’ın yaşadığı hâlleri yaşayacak, okur. Romanda geçen dervişlerden biri siz oluvereceksiniz. Eserdekiler hepimize bir âyine olacak. Ne diyordu kitapta: “Aynalar sırlı olmasaydı, hiç yansıtabilir miydi?” İşte bu kitapta o sırrı okuyacak, o sırrın nâ-mütenâhi sevdâsını hissedeceksiniz iliklerinizde… Bir sırra sevdalanılır mı? Sır, hayattan ve hayattakilerden ve hayatta önemsediğimiz her şeyden âlâ ise; o sırra sevdâlanılır elbet! Eseri okuyup bitirdiğinizde dünya ve dünyaya âit ne varsa terk etmek ve Mâvera’ya, ötelere erişmek isteği var oluyor hücrelerinizde…