İçlik Acısı
Yusuf Muratoğulları
Hep senin yüzünden dedim kendi kendime. Senin yüzünden
üşüyorum. Ben üşümemek için içlik giydim. Camiye geç kaldım ve
dışarıda kılmak zorunda kaldım. Camiye geç kalmasaydım üşümezdim.
İçlik giymeseydim camiye geç kalmazdım.
Şimdi kazanın sebebini konuşalım. Sizler bu kazanın sebebini beni yol
kenarına yanaşıp indirmediği için taksi şoförüne, duran trafikte sağdan
araç sollanmaması gerektiği için motor sürücüsüne ve kapıyı açarken
dikkat etmem gerektiği için bana yükleyebilirsiniz. Hatta bazılarınız,
astrolojik münasebetlerle ilişkilendirebilir ve bazılarınız bunun
evrendeki olumsuz ışınların motor sürücüsü üzerinde olduğundan
dolayı gerçekleştiğini düşünebilirsiniz..
Ama bence bunlar değil. Bu kazanın birçok sebebi, birçok suçlusu ve
birçok sorumlusu var, bence bu sorumlulardan birincisi içliktir. İçlik
giymek için eve dönmemiş olsaydım daha erken Beşiktaş’ta olacaktım.
O motorcuyla denk gelmeyecektik. İkinci sorumlumuz, bizi kendiyle
aldatan güzel havalardır. Güneşli bir hava görmeseydim havanın iyi
olduğunu düşünüp içliğimi çıkarmayacaktım ve yine geç
kalmayacaktım. Üçüncü sorumlumuz, ev arkadaşımın babası Hacı
amcadır. Evimize erzak almasaydı kahvaltı yapmadan çıkacaktım ve
motor sürücüsüyle yine denk gelmeyecektik. Dördüncü sorumlumuz
taksici emmidir. Taksimetreyi standart bir taksici gibi çalıştırsaydı
yavaşlamak zorunda kalmayacaktı ve kırmızıya yakalanmak için çaba
sarf etmemeliydi. Beşinci sorumlumuz ben olabilirim. İki lira para
üstünü almalıydım. Ezcümle, aldanmayın güneşli havalara. Havalar
soğuk içliksiz çıkmayın sokaklara.