Ocak 2019 ocak2019 | Seite 56

Yanımdan Geçip Giden Kimdi? Naif Karabatak Yoksa gözleriyle de mi selam verdi, bilmiyorum. Soğukta düşünmekte zor oluyor mu bilmiyorum ama yanımdan geçip giden kadını bir türlü çıkaramadım. Tanıyordum, orası kesindi. Ee burası bizim memleket değil, gurbet eldeyiz, öyle çok tanıdık da olmaz ama ben bu yüzü bir yerden hatırlıyorum ama nereden? Hem üşüyorum, hem düşünüyorum. Yani ben ikisini birden yapıyorum. Üşürken düşünmek, düşünürken üşümek pek kolay değil. Ama Descartes, “Düşünüyorum, öyleyse varım” demiş, “Üşüyorum, öyleyse varım” diye özlü bir söz söylememiş. Bu ikisi ve bu ikisi arasında ortaya atılan tüm iddialar yersizdir, gereksizdir, lüzumsuzdur.. dı dı dıdı… Neyse ben bu hanım kızı bir yerden hatırlıyordum. Hani kadının sadece yüzü görünüyordu. Tamam, insanların yürüyüşü de tanıdık gelirdi, bakışı tanıdık gelirdi, hatta gülüşü, konuşması, ses tonu, mimikleri… Her insanı, diğer insandan ayıran yüzlerce farklı özellik vardı. Aynı gibi görünebilirdi ama dikkat ettiğinizde aynı olmadığını anlardınız. Bu bazen konuşma olur, bazen konuşmaya destek sağlayan el hareketi, yüz mimiği, kaş ve göz oynatması veya bakışlar. Derin bakışlar, anlamlı bakışlar, anlamsız bakışlar, boş boş bakan gözler, aptal aptal bakan yüzler. Daha da ilginci sesin tonu, rengi, ağızdan çıkışı, kulağa gelişi, titremesi, düzgün akması.. Hepsi bir insanı, diğer insandan ayıran özelliklerdendir. Birimizi bir diğerimizden ayıran yüzlerce farklılık ve yüzlerce şahsına münhasır tavır ve davranışlar vardır. İşte kafamızda yer eden asıl bunlardır. Yoksa hepimiz beyazız. Siyah olsak “ırkçılığın ne menem bir şey” olduğunu bizzat yaşayarak öğreniriz ama hepimiz beyazız. Çocukluğumda Çinlilerin hep birbirine benzediğinden çok emindim.