Ocak 2019 ocak2019 | Page 52

Hep Yanında Olmak İstiyorum İbrahim Çolak Şükrederdik; şükür düşer bize, birbirimize cümlesini de o sabahlarda kurmuştuk değil mi Dağlım? Bazen, sabahın ve denizin nemli serinliğini hisseder, üşüyor musun dediğimde, cevap vermez, yalnızca biraz daha sokulurdun. Ekmeğimizin bir kısmını erken uyanmış şamatacı martılarla bölüşür, yeniden şehre, yeniden karmaşanın içine dönerdik. Sabah; yeryüzüne umutla, merhametle gülümser… Nurlu ayetlerini saça saça gelir, insanların geçici kederlerini unutup, Allah’ın ipinden başka tutunacak ip olmadığını hatırlatmak isterdi. İnsan; dağlara, denize, gökyüzüne ne kadar bakarsa baksın, baktıkları değerini kaybetmiyordu. Mavili, beyazlı, pembeli, morlu, sisli, buğulu bir sabahla yıkanmayan aşka düşmemiştir diyebilirim. Yan yana, el ele yaşadığımız bu sabahların içinde, bazen, yanaklarına vuran körpe güneş, seni öyle güzel kılardı ki, var mısın, var mıyım, rüyada mıyız diye düşünürdüm. Araya konuşma girmezse, tatlı bir sözcük yetiyordu kalbimizin sıcaklığı için. Hem dağ, deniz, gökyüzünün lezzeti ve sevgi ile kuşatılmışken doğru sözcükleri bulmanın zorluğu da vardı. Sabah şölendi, şölende konuşulmaz, şölen seyredilirdi. “Susuyorsan sevgiden sus. Konuşursan sevgiyle konuş.” Diyen azizde aslında farklı bir şey söylemiyordu.