Ocak 2019 ocak2019 | Page 27

Dedemizden Yadigâr; Hicaz Demir Yolu Canan Karahan Osmanlı devlet adamları ise Avrupalı devletlerin ve Osmanlı Devleti'nin askeri ve ekonomik çıkarları arasında bir denge sağlamaya çalışıyorlar, bundan dolayı devlet demir yolu imtiyazlarını dağıtımında sıkıntılar çekiyor, Avrupalı şirketlerden birinin diğerinden daha güçlü ve avantajlı kılmamaya özen gösteriyordu. Özellikle Sultan ikinci Abdülhamit'in uyguladığı bu hassas denge politikası Avrupa'da yeni bir güç olarak beliren Almanya'ya önemli ekonomik avantajlar getirecekti. Sömürge ve pazar kapma yarışına biraz geç başlayan Almanya Osmanlı'nın sahip olduğu yeraltı ve yerüstü zenginliklerinden faydalanabilmek amacıyla 19. yüzyılın sonlarına doğru bu ülkenin verimli topraklarına yönelmişti. Almanlar yalnızca İktisadi ve Mali menfaatler peşindeyken diğer büyük devletler Osmanlı’yı içten içe parçalama yarışına girmişlerdi. Alman İmparatoru 2. Wilhelm’in, ikinci defa İstanbul’u ziyareti Osmanlı- Alman siyasi ve ticari münasebetleri açısından bir dönüm noktası olmuş 1888'de Anadolu demiryollarının inşa ve işletme ihtiyacından sonra 1898'den bu tarihe kadar yabancı sermayeye sunulan en büyük demir yolu yatırım olacak Bağdat demir yollarının ihtiyacı yine Almanlara verilmişti. Bunun sonucunda Batı’da İngilizleri de rahatsız ederek rekabet başlamış ve sonucu 1. Dünya savaşını tetiklemiştir… Bağdat demir yolundan sonra, 2. Abdülhamit’in hayali olan Hicaz demir yolunun kararını 1900 yılında yayınlamıştır. Hicaz demir yolu, Bağdat demir yolunu tamamlayacak bir konuma sahipti.