Nobel Tıp Kitabevleri | Page 56

Ağrı Tanılaması ve Yönetimi nasıl azaldığına açıklık getirmektedir. Cilt ovalandığı zaman A-beta lifleri uyarılır. A-beta liflerinin uyarılması inhibitör internöronların uyarılmasına yol açar. İnhibitör internöronların uyarılması sonucu nosiseptif impulsların ikinci-sıra nosiseptif nöronlara geçiş yolu kapatılmış olur. Kapı kontrol teorisinde ayrıca ağrı iletim yolunu kapatan beyindeki descending inhibitör ileti yollarının inhibitör internöronları etkilediği ileri sürülmektedir. Descending nöronlar, inhibitör internöronları uyaran ve ağrı duyusunun ikinci-sıra nöronlara iletimini baskılayan serotonin ve noradrenalin gibi nörotransmitter maddeler salgılamaktadır (Godfrey, 2005). İnhibitör internöronlar tarafından doğal opioid etkili olan ve ağrı duyusunun ikinci-sıra nöronlar aracılığıyla iletimini inhibe eden endorfin ve ensefalin gibi peptitler salgılanır. Bu doğal opioid peptitlerin ayrıca P maddesi salınımını engelledikleri ve ağrıya yol açan uyaranların kontrolünde rol aldıkları düşünülmektedir. NÖROPATİK AĞRI Sinir sistemi hasarı veya disfonksiyonu sonucu ortaya çıkan nöropatik ağrıda (Dworkin, 2002) iyileşme normalden daha uzun sürmektedir (Mann, 2008). Nöropatik ağrı, sıklıkla periferal nöropati (Bölüm 35) veya kraniyal sinir bozukluklarında (Örn; trigeminal nevralji) (Bölüm 13) ortaya çıkabildiği gibi, farklı nörolojik sorunlara bağlı olarak da gelişebilmektedir. Nöropatik ağrı, günümüzde standart tedavilere dirençli inatçı ağrı sendromlarının bir örneği olarak kabul edilmektedir (Mann, 2008). Etiyolojisi tam olarak bilinmemekle birlikte nöropatik ağrının ortaya çıkışı ile ilgili bazı teoriler ileri sürülmektedir. Somatik (inflamatuar) ağrılarda ve sinir hasarına bağlı gelişen nöropatik ağrıda spinal kord ve beyinde ortaya çıkan değişiklikler (plastisite) inatçı ve değişken nitelikte ağrı hissine neden olmaktadır. Ağrı duyusunun iletiminden sorumlu sinirlerde “sensitizasyon” (hassaslaşma) gelişir (Godfrey, 2005). Normal şartlarda ağrı hissine yol açmayacak şiddette uyaranlar bile sensitizasyona bağlı olarak ağrı şeklinde algılanmaya başlar (hiperaljezi). Mevcut veriler nöropatik ağrıda sensitizasyonun daha uzun devam ettiğini ve düşük şiddetteki uyaranların etkisiyle ağrı hissinin daha kolay ortaya çıktığını göstermektedir (Mann, 2008). Doku hasarı geliştiğinde periferde salgılanan kimyasal ajanlar çevrede yer alan diğer reseptörleri de duyarlı hale getirebilmektedir. Dokuda ortaya çıkan inflamatuar değişikliklerin etkisiyle bu alanda bulunan nosiseptörler uyarılır ve daha önce ağrı algılanmayan yerlerde ağrı hissedilmeye başlar (White et al., 2007; Mann, 2008). Bir güncel araştırma sonucu sinir sistemi hücreleri tarafından proinflamatuar sitokinlerin (kemokinler) salgılandığını, bu sitokinlerin P maddesi salınımını uyardıkları ve eksitasyona yol açarak sinir sistemi reseptörlerini uyardıklarını göstermektedir (White et 271 al., 2007). Bunların sonucunda, duyu ve ağrı hissinin santral olarak düzenlenmesi sürecinde bazı anormal değişikliklerin ortaya çıkar ve basınç gibi normal uyaranlar anormal ağrı hissi şeklinde algılanmaya (allodini) başlar (White et al., 2007). Nöropatik ağrıda ayrıca inhibitör