14
H. MACİT ÜZEL
hatırlamıyorum. Bu tip bir eğitim çoğumuzda büyük bir boşluk ve gevşeklik meydana getirdi. Topu
topu bir yılda yalnızca dört ders yani dört konu... Üstelik tıpla direkt ilgisi olmayan konular... Sabahları yalnızca bir-iki saat teorik ders olurdu. Onlar da büyük bir salonda ve kalabalık bir öğrenci
gurubu ile... Zira bu dersler, Fen Fakültesi’nin kendi öğrencileri ve diğer fakültelerin, örneğin Tıp,
Eczacılık ve Diş Hekimliği gibi, F.K.B. öğrencileri ile beraber yapıldığı için kalabalık olurdu. Bazı
günlerde de öğleden sonra yine bir veya iki saat pratik vardı. Kısacası; bir taşra lisesinde yatılı öğrenci olarak, sabahtan akşama kadar süren yoğun bir lise öğrenimi döneminden sonra bu çok gevşek
eğitim programı benim için hiç iyi olmadı. Buna ek olarak; birden içine düştüğüm ve daha önce hiç
tanımadığım renkli, büyük bir şehir ve kontrolsüz serbest bir yaşam... Bunlara konaklama, yemek vs.
sorunlarını da katarsanız -ki o yıllarda bunlar ciddi birer problemdi- oluşan bu tabloda Tıp Öncesi
Eğitim Dönemi, yalnız benim değil özellikle taşradan gelen birçoğumuz için de, beklemediğimiz kadar sıkıntılı oldu. Bir kısmımız daha ne olduğunu anlamadan, kendimizi kontrol yeteneğini kazanıp
duruma uyum gösterene kadar, topu topu bu dört dersten bir veya iki yarıyıl kaybettik. Ben de bir
yarıyıl kaybedenlerdendim. Üstelik bu dört dersin üçünden de ancak “Orta” alabilmiştim.
(Dipnot 1: F.K.B. Eğitimi 1933 Üniversite Reformu’nda Fen Fakültesi içine yerleştirilmişti. İki
sömestre (yarıyıl) yani bir yıl Fen Fakültesi’nde okuyan tıp talebesi bu dönem sonu derslerin
imtihanlarında başarılı olursa bir sertifika alır ve Tıp Fakültesi’ne esas kaydını yaptırırdı. Haziran ve Eylülde iki imtihan hakkı vardı. Bu uygulama, 1967’deki bölünmede oluşan İstanbul
Tıp Fakültesi’nde 1977’de, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde de 1979’da kaldırıldı ve F.K.B. eğitimi
tıp fakülteleri içine alındı. Aslına bakarsanız, dört temel derslik Fen Fakültesi içindeki F.K.B.
diğer bir deyimle P.C.N. eğitimi, 1933 Reformu’ndan sonra başlanmış bir uygulama değildi.
Daha önce de Cumhuriyet dönemi İstanbul Dârülfünûnu Tıp Fakültesi’nde 1924-1925 ders
yılından beri uygulanıyordu (1).)
(Dipnot 2: Zuber, Karl. Ord. Profesör Doktor: İstanbul Üniversitesi Denel Fizik Enstitüsü’nde
çalıştı. İsviçrelidir. 1940’ta, Amerika Birleşik Devletleri’ne giden Profesör Dember’in yerine gelip enstitünün başına geçti. 1963 yılına kadar bu görevde kaldı (3 s.152). Ord. Profesör Karl
Zuber’in yayınları içinde “Denel Fizik Ders Kitabı - Çeviri Doç. Dr. Cavit Ener. İstanbul Üniversitesi Yayın No. 917, Fen Fakültesi Yayın No. 43. Mürettibiye Basımevi, İstanbul, 1961.” vardı.)
(Dipnot 3: Breusch, Friedrich L. Profesör Doktor, phil. (1903-1983): 28.10.1903’te Almanya’da
Pforzheim’da (Baden) doğdu. 1930-1935 arası Freiburg Üniversitesi Patoloji Enstitüsü’nün
kimya bölümünde ve bir yıl kadar da Szeged (Macaristan) Üniversitelerinde çalıştı.
1937’de İstanbul Üniversitesi’ne geldi. Önce Tıp Fakültesi Biyokimya Enstitüsü’nde Profesör Haurowitz’in yanında çalıştı. Daha sonra 1939’da, Fen Fakültesi’nde Profesör Weiss’den
boşalan yere geçti ve Fen Fakültesi’nde II. Kimya Enstitüsü’nü kurdu. 1940’tan sonra da bu
enstitünün direktörlüğünü yaptı. Uzun bir görev süresi sonunda, 1971 yazında emekli oldu
ve Türkiye’den ayrıldı. Sonraki yaşamında, İsviçre’de Basel’e yerleşti. Tüm mülteci hocalar arasında, ülkemizde en uzun süre görev yapan ve en son ayrılan hocadır. İstanbul’da bulunduğu
yıllar, Alman Kültür çalışmalarına da büyük katkıları olmuştu (3 s.429-430).
Profesör Friedrich L. Breusch’un Alman, Türk ve Ame ɥ