Tıp Öncesi Öğretim Dönemi
Bir yıllık bu dönem Fen Fakültesi’nde idi. Ağırlıklı olarak da, Beyazıt’tan Aksaray’a inerken
Lâleli’de sağda Vezneciler’e kadar uzanan geniş bir alana yayılı binalarda. Şimdi olduğu gibi, o yıllarda da bu binalarda Fen ve Edebiyat Fakülteleri bulunuyordu. Daha önce de bahsetmiştim, fakülteye
başladığımız yıllarda binalar henüz yeni yapılmıştı. Görünüşü heybetli, dışı ve içi pırıl pırıldı. Teorik
dersler, görkemli merkez salonda, sonraki ismi ile Rektör Cemil Bilsel Salonu’nda, yapılırdı. Fizik
ve Kimya pratikleri de aynı binada idi. Konuşurken ve yazışmalarda kısaca FKB (fe-ka-be) (Fizik,
Kimya, Biyoloji kısaltması) veya PCN (pe-se-en) (Physique, Chimie, Sciences Naturelles kısaltması)
olarak adlandırılan bu dönemin tıbbiye ile hiç ilgisi yoktu (Dipnot 1). Yani ilk yıl, ayrı bir numara ile
Fen Fakültesi’nde kayıtlı öğrenci olurduk. Devamınız bitip bu dönemin dört dersinin imtihanlarını
da verdikten sonra bize Fen Fakültesi dekanının imzası ile, imtihanlarda aldığımız notları da belirten, bir sertifika verilirdi. Biz de bununla gidip Tıp Fakültesi’ne kaydımızı yaptırırdık. Yanılmıyorsam
benim sertifikamda Fen Fakültesi Dekanı olarak Nazım Terzioğlu’nun imzası vardı. Notlarım da iyi
değildi. Zaten ilk yılın şaşkınlığı ve çeşitli zorlukları ile bir sömestre de kaybetmiştim.
Tıp Öncesi dönemde Fen Fakültesi’ndeki derslere başlayışımız, özellikle taşradan gelen öğrenciler
için çok çarpıcı idi. Hele benim gibi, lise eğitimini İstanbul dışında çok sıkı ve disiplinli bir okulda
leylî (yatılı) öğrenci şeklinde geçirmiş olanlar için daha da ç \