Nobel Tıp Kitabevleri | Page 19

BÖLÜM 1 • MOLEKÜLER ENDOKRİNOLOJİ II. Mendel kurallarına göre olmayan geçiş 1. Multifaktöriyel kalıtım: Kişi kendisini ilgili hastalığa yatkın kılan birden çok genotipik değişikliğe sahiptir. Bu genetik yüklülük zemininde çevresel faktörlerin etkisiyle hastalık ortaya çıkar. Yineleme riskleri popülasyon çalışmalarının ışığında ampirik olarak verilir. Bütün birinci derece akrabalarda benzer olan yineleme riski tipik olarak %2-10’dur. Yineleme riski hastalığın toplumdaki insidansıyla ilişkilidir. Bir cinsiyette daha sık görülme olabilir (örneğin pilor stenozu). Hastalığın daha az görüldüğü cinsiyete sahip indeks olgudan daha sık görüldüğü cinsiyetteki çocuğa geçiş olasılığı daha yüksektir (örneğin pilor stenozlu bir anneden erkek çocuğa geçiş). Tek yumurta ikizlerinde yineleme riski %21-63’tür. Yineleme riski ailede etkilenmiş birey sayısı arttıkça artar (örneğin bir yarık damaklı kardeş varsa risk %4 iken, iki yarık damaklı kardeş varlığında risk %9’dur). Ayrıca hastalığın ağırlığı arttıkça yineleme riski artar. 2. Mitokondriyal kalıtım: Ovumun aksine sperm mitokondri içermediği için özellik (trait) yalnızca anneden çocuğa geçer. X’e bağlı resesiften farklı olarak annenin hem kızı hem de oğlu olmak üzere bütün çocukları etkilenmiştir. Maternal gamet hücresi içindeki mitokondri anne total mitokondriyal genotipini yansıtmaz, o yüzden aynı aile içinde klinik görünüm çok değişken olabilir. Wolfram sendromu bu kalıtım şekline bir örnek oluşturur. 3. Kromozom anomalileri: Sık karşılaşılan sayı anomalilerinden endokrin sistemle ilişkili olarak Down sendromunda büyüme geriliği, doğumsal hipotiroidi ve otoimmün endokrin hastalıklara karşı eğilim, Turner sendromunda intrauterin büyüme geriliği, hipogonadizm, otoimmün tiroid hastalığı, Klinefelter sendromunda hipogonadizm görülür. Sık görülen mikrodelesyon sendromlarında endokrin sistemle ilişkili olarak DiGeorge sendromunda hipoparatiroidizm, Williams sendromunda hiperkalsemi, Prader-Willi sendromunda büyüme geriliği, obezite ve hipogonadizm görülür. III. Atipik kalıtım şekilleri 1. Germline Mozaisizm. Ebeveynlerde bazı gamet hücreleri normal, bazıları mutanttır. Ebeveynler sağlıklı görünümde olup somatik hücreleri normaldir. Eğer zigot oluşumu sırasında tesadüfî olarak mutant geni içeren gamet hücresi kullanılmışsa (bazı akondroplazi olgularında olduğu gibi) doğan çocukta hastalık fenotipi oluşur. 3 2. Somatik mozaisizm. Embriyonal gelişim sırasında belli bir dokuda oluşan bir mutasyon sonucu (McCune-Albright sendromu örneğinde olduğu gibi) mutant ve mutant olmayan iki türlü hücre dizisi ortaya çıkar. 3. İmprinting (damgalanma): Bazı kromozomal bölgelerin bir ebeveynden gelen kopyasındaki genler sessizleştirilmiştir (imprinted), yani eksprese olmazlar. Bu bölgelerde yalnızca diğer ebeveynden gelen kromozomal materyal eksprese olmaktadır. Yani kişi bu bölgedeki genler için hemizigottur. Örneğin, 15. kromozom uzun kolunda babadan gelen kopyada delesyon olduğunda neonatal hipotoni ve hipoplastik genitalya ile karakterize PraderWilli sendromu oluşur, zira anneden gelen kopya imprinted’dir. 4. Uniparental disomi: Bir kromozom çiftinin aynı ebeveynden kalıtılmasıdır. Normal olarak farklı ebeveynlerden gelen kromozomlar birbirini tamamlayıcı ancak farklı rollere sahiptir. Diğer bir deyişle bir bölgedeki genlerin 2 kopyasından her biri farklı ebeveynden gelmelidir. Örneğin 7. kromozomun maternal UPD’sinde intrauterin büyüme geriliği ile karakterize Russel-Silver sendromu olur. Çoğu zaman özellikle tek gen hastalıklarında hastalığın var olup olmadığını, varsa hastalığın tam olarak hangi genetik defektle ilişkili olduğunu anlamak için moleküler genetik testlerin yapılması gerekir. Günümüzde hemen bütün genler klonlanmış olduğu için rutin