Nobel Tıp Kitabevleri 2015 | Page 42

Pankreasın Endokrin İşlevleri ve Karbonhidrat Metabolizmasının Düzenlenmesi HEDEFLER ■ Bu bölümü çalıştıktan sonra; ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ ■ 24 B Ö L Ü M Plazma glikoz konsantrasyonuna etki eden hormonları sayabilmeli ve etkilerini kısaca tanımlayabilmeli, Pankreas adacıklarının yapısını tanıyabilmeli ve bu adacıklardaki hücre tipleri tarafından salgılanan hormonların isimlerini öğrenemeli, İnsülinin yapısını öğrenme ve insülin biyosentezi ile kana salgılanmasında rol alan adımları tanıyabilmeli, İnsülin yetmezliğinin sonuçlarını öğrenme ve bu anormalliklerin nasıl ortaya çıktığını tarif edebilmeli, İnsülin reseptörlerini, insülünin etkisine nasıl aracılık ettiklerini ve nasıl düzenlendiklerini anlayabilmeli, Vücutta bulunan glikoz taşıyıcılarının tiplerini ve her birinin işlevlerini tanımlayabilmeli, İnsülinin salgılanmasını etkileyen temel faktörleri öğrenebilmeli, Glukagonun ve onun öncüllerinden üretilen fizyolojik olarak aktif peptitlerin yapısını tanımlayabilmeli, Glukagonun biyolojik olarak önemli etkilerini ve glukagon salgısını düzenleyen faktörleri sıralayabilmeli, Pankreasta somatostatinin fizyolojik etkilerini tanımlayabilmeli, Tiroid hormonlarının, adrenal glikokortikoidlerin, katekolaminlerin ve büyüme hormonunun karbonhidrat metabolizmasını nasıl etkilediklerinin ana hatlarını anlayabilmeli, Tip 1 ve Tip 2 diyabet arasındaki temel farklılıkları anlayabilmelisiniz. GİRİŞ Düzenleyici işleve sahip en az dört polipeptit pankreastaki Langerhans adacıklarından salgılanır. Bunlardan ikisi olan insülin ve glukagon, hormon yapısındadır ve karbonhidrat, protein ve yağların ara metabolizmasının düzenlenmesinde önemli işlevleri vardır. Üçüncü polipeptit somatostatin adacık hücrelerinin salgılarının düzenlenmesinde rol alırken, dördüncüsü olan pankreatik polipeptit, muhtemelen büyük oranda bağırsaktaki iyon taşınma sistemlerinin düzenlenmesinde görev alır. Glukagon, somatostatin ve muhtemelen pankreatik polipeptit aynı zamanda sindirim kanalının mukozasındaki hücreler tarafından da salgılanırlar. İnsülin, glikozun, yağ asitlerinin ve aminoasitlerin depolanmasını uyaran anabolik bir hormondur. Glukagon ise depolardaki glikoz, yağ asidi ve amino asitleri mobilize ederek kan dolaşımına geçmelerini sağlayan katabolik özellikte bir hormondur. Dolayısıyla bu iki hormon genel etkileri itibarıyla ters etkilidirler ve genellikle resiprokal biçimde salgılanırlar. Fazla miktarda insülin, konvülsiyonlara ve komaya neden olabilen hipoglisemiye yol açar. İnsülin yetmezliği gerek tam gerekse göreceli ise tedavi edilmediği takdirde ölümcül hale gelebilen karmaşık ve güçten düşürücü bir hastalık olan diabetes 431