Mucize Ruh 13. Sayı Turgut Uyar Edebiyat Kültür Sanat Dergisi 13. sayı | Page 59
gelmeye başladı, elleri yumruk gibi oldu, kolları ve bacakları bir şey-
leri tutup çeker gibi ileri geri kasılmaya başladı. Bir yandan iyice hız-
lanan jakuzi fokurduyor bir yandan da Deniz, kırık kanadıyla uçmaya
çalışan martı gibi hızlı ve sert hareketlerle kasılıp duruyordu. Bütün
vücudu jakuzinin içinde kâh dibe batıyor kâh yüzeye çıkıyor, genç de-
likanlı nefes alamıyordu. Deniz Fırtınalıoğlu adına uygun bir şekilde
jakuzide fırtınaya yakalanmış, boğuluyordu.
Bu sırada Mehtap Dalgakıran sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi De-
niz’i öylece izliyordu. Delikanlı jakuzide debelenirken Mehtap kal-
kıp üstünü kuruladı. Hiç acele etmeden kıyafetlerini giydi. Deniz’in
cüzdanında ne kadar para varsa hepsini aldı. Bununla da yetinmedi,
Rolex saatini, Vakko Takım elbisesini, Prada ayakkabısını, platin kol
düğmelerini, Apple marka cep telefonunu, limitsiz kredi kartlarını
alıp kapıya doğru yöneldi. Deniz’in gözünün içine bakarak bir anda
odadan kayboldu.
Bu sırada Deniz yüzünde müthiş bir acı hissetti. Birden etrafında ka-
rışık sesler, bağrışlar, çığlıklar, feryatlar duymaya başladı. Sesini tanı-
yamadığı biri bağırıyordu:
- İmdat yetişin! Yetişin! Deniz yine nöbet geçiriyor!
Başka bir ses telaşla emirler veriyordu:
- Yan çevirin, dilini kurtarın, cebine bakın ilacı var mı?
Ve daha anlayamadığı bir sürü soru, çığlık ve anlamsız sesler duydu.
Aradan ne kadar süre geçtiğini bilmiyordu. Gözlerini açtığında İstan-
bul Üniversitesi Beyazıt Kampüsündeki İstanbul Erkek Öğrenci Yur-
dunda, kendi odasında, kendi ranzasında, kendi yatağındaydı. Halsiz
ve bitkindi. Yüzü ve ağzı kanlar içindeydi. Etrafında oda arkadaşları,
öğrenci yurdunun yöneticileri ve meraklı öğrencilerden oluşan bir
kalabalık vardı. Ne olduğuna pek anlam veremiyordu.
- Ben neredeyim? Ben neredeyim? Ben neredeyim? diye sorup du-
ruyordu.
Oda arkadaşı teskin edici, acıyıcı ve yatıştırıcı yumuşak bir ses tonuy-
la cevap verdi:
- İstanbul Erkek Öğrenci Yurdundasın. Tamam, merak etme. İlacını
verdik, biraz sonra daha iyi olacaksın. Merak etme, dedi.
Deniz Fırtınalıoğlu yavaş yavaş kendine gelirken oda arkadaşları da
koluna girip onu lavaboya götürdüler. Deniz aynaya baktığında kanlı
58