Mucize Ruh 13. Sayı Turgut Uyar Edebiyat Kültür Sanat Dergisi 13. sayı | Page 60

yüzünü, kanlı gömleğini, dişleriyle kestiği kendi dilini gördü. Olanlara inanamıyordu. Oysa az önce The Marmara Taksim Oteli’nin muhte- şem İstanbul Boğazı manzaralı jakuzisindeydi. - Ben ne zaman buraya geldim. Mehtap nerede? diye sordu. Arkadaşı Ahmet: - Sen bütün gece buradaydın, dedi. Deniz, Ahmet’e biraz kızgın biraz da şaşkın bir şekilde sinirlenerek itiraz etti: - Hayır saçmalama, ben burada değildim, saçmalama! Ahmet Deniz’in sözünü keserek biraz daha sert bir ses tonuyla de- vam etti: - Okuldan geldin, yorgunum dedin, uyudun. Sonra epilepsi nöbeti geçirdin. Bu sefer ki çok uzun sürdü. Bütün gece buradaydın. Hiçbir yere gitmedin. Nöbet geçirdin Deniz, nöbet! Hepsi bu. Merak etme daha iyisin. Bu sırada Deniz her an düşecekmiş gibi ayakta sendeliyor, solucan gibi ellerini ve kollarını oynatıyordu. Ahmet bu sefer yalvarır gibi: - Deniz, lütfen yarın sabah doktoruna tekrar git, dedi. Deniz elini yüzünü yıkadı. Odasına gelip kıyafetlerini değiştirdi. Olan- lara hala inanamıyordu. Yavaş yavaş hafızası yerine geldikçe arkadaş- larının doğru söylediğini anladı. O İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi 2. sınıfında okuyan zavallı bir öğrenci, zavallı bir epilepsi hastasıydı. Van’da öğretmenlik yapan anne ve babasının tek çocuğuydu. İki yıldır bu öğrenci yurdunda ka- lıyordu. Gerçekleri yavaş yavaş hatırlamaya başladı. Fakat hatırladığı yaşam onun arzuladığı yaşam tarzı değildi. Biraz zaman geçtikten sonra De- niz Fırtınalıoğlu acınası hayatının tüm ayrıntılarını anımsadı. 59 Epilepsi nöbetinin sonsuza kadar sürmesini dileyerek bir bardak su içti. Yatağına uzandı. Gördüklerini, yaşadıklarını unutamıyordu. Ya- şadığı her şey, o güzel kız ve o güzel hayat, her şey epilepsi sırasında gördüğü bir rüya mıydı? Oysa doktoru epilepsi sırasında bu tarz net görüntülerin olamayacağını, değişik tatlar, değişik kokular, değişik renkler, değişik sesler duyabileceğini fakat asla net görüntüler gö- remeyeceğini söylemişti. Ama ona yaşadıkları sanki gerçekmiş gibi