Mucize Ruh 13. Sayı Turgut Uyar Edebiyat Kültür Sanat Dergisi 13. sayı | Page 25
güvensiz ve mutsuz bu coğrafyadan kaçmak ve ailesiyle yaşayabil-
mek için, sadece yaşayabilmek için, denizdendi umudu.
Kalabalıktan çıkıp bir tekneye yaklaştığında hemen arkasından ge-
len karısına baktı, yine baktı. Tek tek bütün gözlerle göz göze geldi.
Karısının ona hep gülerek bakan güzel gözlerini göremedi. Hepsinde
ki umutsuz umuda yenildi bir an hayata dair umudu. Seslendi tüm
sesiyle. “Vanessa... Vanessa... Neredesin?”
Uzaktan yitik bir ses geldi. ”Yetişemedim.” Bu umutsuzluğun sesiydi.
En çok da korkunun.
Oscar kucağında ki Valeria’ya baktı ve çaresizce ulaşabildiği tekneye
bindi. Arkasını döndü, gecenin parlaklığının sadece umutsuz bakan
gözlerde ki yansımasına baktı ve bütün sesiyle, “Geri dönüp seni ala-
cağım Vanessa, bekle... Bekle Vanessa...”
Uzaktan korkunun ıslanmış sesiyle, son sesiyle bağırdı. “Bekliyorum
seni.” Bütün hayatı bekler gibi, bütün ömrünü adadığı adamı bir kez
de burada bekleyecekti. Biliyordu gelecekti. Onu asla orda bırakmaz-
dı. Onu hiçbir zaman bırakmazdı.
Uzaklaşan teknelerle bukle bukle olmuştu ay ışığının denize vuran
yansıması. Güzel bir seyahatti Valeria için bu. Denizin gece sesini
sevmişti ve havanın sıcaklığında yüzüne sıçrayan denizin tadını. Ba-
basına iyice sokuldu. Mutluydu. Babası, annesini de gidip alacaktı.
Hep birlikte olmak onun mutluluğuna yetiyordu. Çünkü çocuktu. Saf
ve masum sevgi bir tek çocukluktaydı. Büyüyerek kirletilen dünyaya
bir çocuk masumiyeti yeterdi. Sadece sevdikleriyle beraber olmanın
en büyük mutluluk olacağını unutunca büyüyecekti. Çocuk masumi-
yetini ararken her mutlulukta, büyüyecekti. Babasının elini bıraktı-
ğında, büyüyecekti; herkes gibi. Ama Valeria daha büyümemişti ve 2
yaşındaki küçük elleri sımsıkı tutmuştu babasının ellerini.
Denizin sesine çocuk sesleri, insan sesleri karışmış karanlıkta par-
layan gözlerden seçilen insanlar vardı. Korkulu, telaşlı, umutsuz ve
umutlu ne çok parlaklık vardı yansımasıyla tekneyi aydınlatan.
Valeria gözlerini dikmiş yanındaki ondan biraz büyük erkek çocuğu-
nun ona doğrulttuğu oyuncak tabancaya bakarken sanki korkuyu öğ-
24