Mucize Ruh 13. Sayı Turgut Uyar Edebiyat Kültür Sanat Dergisi 13. sayı | Page 26

renmeye başladı. Tabanca kötü bir şeydi. Sezdi. Oyuncağı bile korku- tursa bir çocuğu, gerçeği neler yapmazdı ve yaptırmazdı insana. Tekne umutlu coğrafyaya ayak bastığında, gözlerdeki mutluluk ses- lere yansımış fısıltılı çığlıklarla sevinçler çoğaltılıyordu kalabalıkta. Oscar’ın telaşı bitmemişti ama, korkusu herkesten çoktu. Tabancalı çocuğun babasına Valeria’yı teslim etti. Karısını almak için aynı tek- neyle uzaklaşırken Valeria babasının sıcak ellerini hissetmediğini fark etti. Bir an kalbinde bir boşluk hissetti. Bir korku, evet. Korkmayı bu kadar çabuk öğrenmemeliydi. Babasının elini bu kadar çabuk bırak- mamalıydı. Bu kadar çabuk büyümemeliydi. Denizin karanlığına doğ- ru uzanan teknenin arkasından bakarken sadece babasının parlayan ve sadece ona gülümseyen gözlerini gördü. Onu tutan yabancı elden ve tabancalı çocuktan kurtulup babasına doğru gitti ve denize atladı. Babasının gözleri parlaktı, elleri sıcak. Babası onu tutardı her düş- tüğünde. Bütün babalar gibi. Babasının gözleri gözlerinden suya at- ladığın da ayrıldı. Ama korkusunu aklında son kalan babasının ona bakarak her sözü veren, güvendiği gözleri aldı. Çünkü babası onu tutardı. Oscar da tabi ki onu tutmak için hemen atladı uzaklaşmaya başlayan tekneden. Ve yakaladı. Ama denizin serin sularında akıntı- ya kapılmadan Valeria’yı kurtarabilmek için küçük bedeni ellerinden kayıp gitmesin diye tişörtünün bir kolunu onun minik koluna geçirdi. Birlikte giydiler siyah tişörtünü. Bilmiyordu, ertesi gün siyah tişör- tünden tanıyacaktı dünya onu. 25 Babası Valeria’yı hiç bırakmadı. Aynı tişört içinde kıyıya vuran beden- leri bulundu sabah. Tüm dünya buldu. Valeria’nın küçücük bedenini kocaman dünya buldu. Ama sadece babası kucakladı. Aynı tişörtle... Sadece babalar kucaklardı aynı tişörtle. Vanessa da bekledi, bekle- di... Sonra tüm dünyayla bir duydu, bir gördü o acı fotoğrafı. Oscar’a aldığı en sevdiği tişörtte, en sevdikleri kıyıda, en sevdiği denizin kıyı- sında cansız bulundu. Ne umutlar, ne hayaller, ne de gelecek güzel günler bulunamadı. Deniz gözlerde dalgalandı, dalgalar umudu sürükledi. En sevdiği her şey en sevmediğine dönüştü. Deniz ve siyah tişört. Beklediği gözler- de ki parlaklık söndü. Ve sadece yaşayabilmek için yaşamdan koptu en sevdikleri. Vanessa da yaşayamadı umut ettikleri gibi. Artık yalnız- dı ve yalnız da umut bile edilmiyordu yaşamaya.