Mayıs 2019 mayıs2019 | Page 31

Fatihvâri Bir Yaşam: Fatih Sultan Mehmed Han Hazretleri Şeyma Öztürk Kelimelerin hüznüne şahit olmak isterse insan onu bir ölüme ses verirken dinlesin. Usul usul kıyısından geçsin lakin hiç ses etmesin. Ürkütmesin kelama kadir ne varsa. Hepimiz öleceğiz. Nitekim ne güzel anlatmış Üstâd-ı Azam: “Öleceğiz müjdeler olsun müjdeler olsun Ölümü öldüren Rabbe secdeler olsun” Peki, ne anlatmak istemiş hangi hale kulak vermek istemiştir hiç düşündük mü? Yaşıyoruz, lakin hiç ölmeyecekmiş gibi. Yaşıyoruz sanki dünyanın tapusu bizimmiş gibi. Gideceğiz. Bir hayra muhtaç olarak gideceğiz. Ya hayırla anılacak adımız yahut anılmaya dahi kıymet bulmayacak. Heybemizde ne kadar kıymetli taşlar var ise işte o kadar kıymete layık olacağız. Peki bu kıymetli taşlara nasıl sahip olur ki insan? Ne kadar kıymete kadir işler yapılırsa o kadar kıymete tabi taşlara sahip oluruz. Evvela yapacağımız iş Efendimiz (sav)’in çok kıymetli hadislerinden birinde geçiyor: ‘’elinizin altındakilere sahip çıkın...’’ evvela bu hadisin elinden tutarsak hayat çok farklı bir yere dönüşür. Ölüm kulağımıza ne kadar ürkütücü gelse de Azrail( as) bir gün bizim için de gelecek. Ve bu gelişin bir daha dönüşü olmayacak. Nasıl ölmek istiyorsak azığımızı o şekilde hazırlamamız gerekiyor. Dedik ya herkes elbet ölecek. Kim olduğuna bakılmadan ömür denilen emanet elbet sahibine teslim edilecek. Hep merak etmişimdir bir devlet başkanı bir sadrazam bir padişah ölümü nasıl bekler? Ne ilginç değil mi binlerce insanı yönetmeye gücün olsun ama ölümün önüne geçecek hiçbir kelime dökülemesin dudaklarından. 31