En Güzel Misafir: Ramazan-ı Şerif
Hamide Akkaya
“Kaldır başını Ey Âdemoğlu, semâya bak!
Neler göreceksin orada, üşenme hele bir
bak”. Nice güzellik saklıdır göklerde,
insanı kendinden alıp asıl benliğine,
benliğinin de derinliğine kavuşturan.
Vakit artık kavuşma vaktidir, vaktini
bekleyen gönüller için. Görmek istiyorsan
o güzelliği ve kavuşmak istiyorsan artık
asıl benliğine yineliyorum sözümü:
“Kaldır başını göğe, semâya bir bak,
gördün mü? ‘Hilal’i gördün mü?”
Görmek için gün saymakta tüm benliğimiz
biliyorum. Benliğimizden de ötesi,
kavuşmayı
arzulamakta
anlıyorum.
Bildiklerim ve anladıklarımla kaldırıyorum
başımı semâya. Ki hilali görene dek
ruhumu hazırlayayım, on bir ayın
sultanıyla kavuşmaya. Mübarek üç ayların
gelişiyle bekler olduk hilalin görünmesini.
Çünkü Ramazan, Recep ve Şaban ayından
sonra gelen misafirimiz, hem hanemize
hem gönlümüze hem de ruhumuza. Öyle
güzel misafir ki Ramazan… “Hoş geldin,
11 Ayın Sultanı!” diyerek karşıladığımız
en kutlu misafirimiz. Hanemizi ve
gönlümüzü bereketlendiren en ulvi
misafir
olan
Ramazan’ı
layığıyla
ağırlamamız gerekir işte bu yüzden.
Çünkü gelmesinin vaktini beklediğimiz
Ramazan, türlü vakitleri de barındırır
içinde bizler için; “Af vakti, bereket vakti,
tövbe vakti, yardımlaşma, bekleyiş,
ibadet, sabır, hoşgörü, iman vakti…”
Sizler için ne vaktidir Ramazan: “Dua
vakti, birlik vakti, ıslah olma vakti…”
Hangi vakitleri sığdıracağız bir aylık
Ramazan’a?
23