kopya fanzin kopya fanzin - 5 | Page 8

Sonrasında ise aklımız iyice karışmakta. Yani, sizi her zaman hissedebilecek miyiz? Hislerin de akıl gibi bir amacı var mıdır? Örneğin sevgi... Size yönlendirdiğimiz bu duyguyu eğer aramızda, birbirimize yönlendirirsek yanlış bir şey yapmış olur muyuz? Ya da korku! Yani, sizden değil de birbirimizden korksak, çok mu ileri gitmiş oluruz? Kısaca, aklımızı ve hislerimizi size mi yönlendirelim yoksa birbirimize mi? Her akşam aynanın karşısında dans etmeniz hem aklın hem de hislerin birleşimi olsa gerek... Bizden beklediğiniz ibadet bu mu?
Bu masanın üzerinde bizler birbirimizi mi yönetmeliyiz yoksa münferit yönetim sizde mi? Birbirimize“ değer” kavramını aşılayarak, bu“ değer” ler için birer birim seçelim mi? Bu sayede siz insanlar gibi bizler de kıyas yapabiliriz. Sahip olduğumuz hayat üzerine önerileriniz var mı? Yolumuzu bulamıyoruz da... Tavsiye ettiğiniz bir yön var mı?
6
Lütfen tüm bu soruları yanıtlayın fakat arkanızdaki camı kapatmayın. Sanatçı ruhu denilen şey de bu olsa gerek... Huzura ulaşan sakin ritimlere bulaşmış gök gürültüleri var. Çoğu insan penceresini derhal kapatır. Fakat siz kapatmayın... Bizlere karakter verdiniz ve öykünüzü yaşatın...”
Genç adam duydukları karşısında afallamıştı. Şimşeğin o kadar yakında gerçekleşmesine rağmen gök gürültüsünün henüz duyulmamış olması daha da ürkütücüydü. Askerin soruları o kadar açık ve netti ki, her birini saatlerce cevaplamak istiyordu. Üzerine denemeler yazmak, şarkılar bestelemek, tablolarını renklerle coşturmak ve şiirlere kapılmak en güzel cevap olacaktı. Fakat ufak bir sorun vardı, genç adam hâlâ, şiddetle, gerçekleşecek olan gök gürültüsünü düşünüyordu. Hatta kendisini öylesine sıkıyordu ki, en sevdiği müzik olan sağanak yağmur sesini bile duyamıyordu.
“ Soruların cevapları? Yağmurun enfes ezgisi? Gök gürültüsü?”
Genç adam tam da bunları düşünürken masadaki asker seslendi:“ bağırın efendim!” Genç adam bir anda afallasa da hemen toparlandı ve askere sordu:“ ne dedin sen?”
“ Bağırın efendim! Tam da gök gürültüsünü duymaya başladığınız esnada bağırmaya başlayın! Biz askerlerin bağırma sebeplerinden bir tanesi de budur. Yer gök inlesin, bağırmaya devam ederiz. Kendi sesimize sığınırız. Tek duyduğumuz kendi sesimiz olsa yeterlidir. Savaşımıza devam ederiz!”