kopya fanzin kopya fanzin - 5 | Page 25

yaptım ve üçüncü pencerenin perdesinin altından kolunu çevirmeye çalıştım ama kolu bir türlü yerinden oynatamadım . Bir daha denedim , yine olmadı . Perdenin altından kafamı çıkardım . Derya ’ nın halen öğretmenin yanında olduğunu görünce pencereyi açamadığımı söylemekten vazgeçtim . Gururuma yediremedim . Tekrar pencere koluna asıldım . Kol çok sertti , çeviremiyordum bir türlü . Tüm gücümü toplamak için kafamı kaldırdım , konsantre olmaya çalışıyordum . 1988 Seul Olimpiyatlarında 1 milyon dolar ödenerek Türkiye adına yarıştırılan Naim bile başarmayı bu kadar istememişti . Asıldım kola . Hayatta bazı anlar vardır ; gerçekleşme süresinde yaşananlar bir iki saniyeden ibarettir . Ama daha sonra düşündüğünüz detaylar kafanızı günlerce meşgul eder . İşte benim de pencere koluna son asıldığım an yaşadığım da tam bu türdendi . Günlerce kafamı meşgul etmesini istemiyordum . Öğretmenin kafasının muhtemel güzelliğinden yararlanan ve izin isteyen Mert bahçeye inmiş ve bizim kaleyi gol yağmuruna tutuyordu . Beynimden vurulmuşa döndüm . Nasıl bu kadar saf olabilirdim ? O sinirle pencereyi açtıktan sonra sırama geçtim . Öğretmen her zamanki gibi teşekkür etmedi . İçeriye temiz hava girdikçe yapıştırıcı kokusu da çıkmaya başlıyordu . Kendimi toparlamalıydım . Takım arkadaşlarımla durumu paylaşmam durumunda bir kaos oluşabilirdi ve takımım için yararlı olamayabilirdim . Acilen öğretmenden tuvalet izni almalıydım . İzni aldığım takdirde Cevdet Yarbay ’ ın oğlu Mert ’ i durdurabilirdim . Takımım için terimin son damlasına kadar mücadelemi sürdürür , hatta birkaç gol bile atabilirdim . Tekrar öğretmen masasının etrafındaki kalabalığa karıştım . Öğretmen hararetli bir biçimde karton kesmenin inceliklerini anlatıyordu . Lafa girip izin istemek için fırsat kolluyordum ama öğretmen bir türlü lafını tamamlamıyordu . Mert her biri jeneriklik gollerini sıralamaya devam ediyordu . Tam söze girmeye karar vermiştim ki Derya oradan atıldı ve “ Öğretmenim ellerime yapıştırıcı bulaştı da tuvalete gidebilir miyim ?” dedi . Öğretmen : “ Git kızım ” dedi . Of yapma be Derya . Sırası mıydı şimdi . Zamanlaması berbattı Derya ’ nın . Ama yapacak bir şey yoktu . Ben de bir şekilde izin istemeliydim çünkü durum çok vahimdi . “ Öğretmenim ben de tuvalete gidebilir miyim ”? diye sordum . Öğretmen şöyle bir yüzünü kaldırdı bana sertçe baktı ve “ Geç yerine ne tuvaleti , dakika başı tuvalet tuvalet !” dedi . Kafamı pencereye doğru uzattım . Mert gollere devam ediyordu . Bir yolunu bulmalıydım ve aşağı uçmalıydım . Zaman daralıyordu . Kartondan evin , dekorasyonu yapılıyordu . Kapıya yakın bir yere doğru yöneldim . Derya geldiği anda kapıyı kapatmasına müsaade etmeden aradan fırlayacaktım . Yapacak başka bir şey yoktu . Evet kabul ediyorum bu ülkede sanatın ve sporun değeri yok . Derya da yeteri kadar takdir görmüyor ama her şeye rağmen mücadele etmek gerekiyordu . Kapıya yakın bir yerde hiçbir şey yapmadan sap gibi durunca dikkatleri üzerime çekebilirdim . Sırama doğru yürüdüm . Kalemimi ve açacağımı alıp çöpün
23