seçemiyorsun, sokakta hiçbir lamba yanmıyor. Tedirgin olma, yukarıdaki otobüs durağına kadar sana eşlik edeceğim. Mahalle terk edilmiş gibi, az ilerideki gecekondu görünümündeki evden dumanlar yükseliyor. Yaklaşıyor ve dumanın kokusunu alıyorsun. Odun. Çam ağaçları görünmeye başlıyor sol tarafta. Kozalaklar çocukluğundan imajlar sunuyor zihnine. Nefes alıyorsun. Caddeye vardın. Şimdi metal direkleri olan durağı görüyorsun, camekanlı ve ıssız. Otobüslerin geliş saatlerini gösteren ekran çalışmıyor. Karanlık. Nefes alıyorsun.
…
Üzerime bir titreklik geldi ve yürümeye devam ettim cadde boyunca. Nefes aldım, verdim. Arabalar gördüm, caddenin karşısındaki görkemli yapıyı, kapıları kapalı esnaf dükkanlarını. Siyasi parti reklamları gördüm. Boyumu aşan noktalarda bayrakları, terk edilmiş paçavralar, sallanıyordu rüzgarda. Soğuk oldu. Issızlaştı etraf, ben yürümeyi sürdürdükçe. Daha fazla devam edemedim ve oturduğum apartmana gerisingeri...
Özne ben miydim o- düşünen? Yanımda bana komut veren kimdi? Peki ya bu düşünümün ve ansızın sonlanan akışın nesnesi neydi?
19