kopya fanzin kopya fanzin - 4 | Page 15

Son An

Son An

Alper Pek
İşte şimdi dibe vurdum diye düşündüm, her şey tükenmişti çünkü. Son maceramda rahmetli kevaşemle-dibinde kırıntıları kalmış- son birkaç parça gururumu da ayaklar altına alıp, çılgınlar gibi tepindikten sonra, gurursuzca, arsızca sürtüyordum Moda sokaklarında. Of ulan of! O kadar mutsuzdum, o kadar şanssızdım ki Moda’ da sürtebilmek için Söğütlüçeşme Cehennemi’ nden Moda’ ya uzun ve tempolu adımlar atmak zorundaydım. Her neyse.
İnsanları tanımak işe yarar bazen. Bu işte kullanacağım insanları tanıyor olmam da hem şans hem şanssızlıktı benim için, ama bilemezdim, önceden bilemezdim … Kalburüstü bir tabanca alabilmek için gerekli olan tüm bağlantıları sağlamıştım; arkadaşımın arkadaşının nının nınısı … Üç yüz liraya hallolacakmış‘ benim iş’, rahat olaymışım.
Ha unuttum sahi, neden sürtüyordum gurursuzca? Şöyle ki; milletten birer ikişer lira söke söke üç yüzü tamamlamaya çalışıyordum, cebimde bebek gibi 27 lira, 35 kuruş vardı bile! Hey yavrum be, akşama kadar biterdi bu iş! Güzel olacak güzel diye geçirdim içimden. Tuhaf bir şekilde çok keyifliydim, bir de sigara mı çözseydim acaba birilerinden …
Akşam olmuştu, 7.35’ de hazırdı param, hatta üstüne altı buçuk liram daha kalmıştı. Onunla da birinci sınıf kalitede kağıt ve en siyahından tükenmez kalem çaktım.
Başladım. Sevgili‘ geride bıraktıklarım’... Cık, olmadı bu. Sevgili ailem, dostlarım, arkadaşlarım … Hayır hayır hayır! Ne bu böyle be, resmi mektup yazar gibi; oldu olacak sevgili devlet büyüklerim diye başlasaydım!? Olmaz, şu an rahatlamam lazım. Heyecan değil, miskinlik lazım bana … Ayrıca elimde zaten tek bir kağıt vardı, dikkatli kullanmalıydım.‘‘ Bu mektubu bulacak olan kişi( ler) ve diğerleri … Arkamdan düşünecekleriniz zerre sikimde olmayacak. Zaten yaşarken haddinden fazla, hepinizin söylediklerini ciddiye aldım, kafa ayarımı bozdum. O yüzden şu andan itibaren sikim taşağıma denk, götüm trampet çalıyor felsefesindeyim. Ben bu mektubu niye yazıyorum, onu da açıklayayım: arkamdan‘ yok şöyle depresifti, yok böyle intihar meraklısıydı, yok efendim her şeyi kötüye yorardı vik vik vik’ diye konuşmayın diye … Değilim ulan! Değilim arkadaş! Bendeniz malumunuz, bipolarlıktan muzdarip, kötü ve kötümser yanları hep size denk gelmiş masum bir bireyim. Mutlu yanlarımı, iyimser günlerimi görmemiş olmanız benim suçum değil, o yüzden açık açık yazıyorum; arkamdan ötmeyin öyle böyle. Anlamını bile bilmediğiniz kelimelerin kafanızı kırdığı odalarda, bir o yana bir bu yana salınırken asit kavanozlarda; kıvrak gövdeleriniz ve vücutlarınıza ağır gelen ruhunuzla miskinleşmeye devam edin! Hadi hoşça kalın, osuruktan teyyareler sizin olsun …’’
13