babamı bana Nilay ismini koydukları için ağır bir şekilde eleştirdi. Biricik ablası onlar yüzünden cennete giremeyecekti. Bir kahvaltıya bir kardeşime bakarken olaya müdahale etmem gerektiğini fark edip“ Gerçekten bir sorun yok artık kahvaltıya gelir misin?!” dedim. Benim için fazlasıyla yeterli bir müdahaleydi ama kardeşim bana dine uygun göbek adı bulma konusunda ısrarlıydı.“ Bu saatten sonra göbek adı konmaz, anneyle çocuğun bağı kesilirken konuyormuş o.”“ Göbek adı olanların göbeği ileride özerklik ilan edip vücuttan ayrılabiliyormuş o yüzden sakıncalıymış” tarzında bir sürü şey sallasam da kardeşimi ikna edemedim. O isim hemen konulacaktı ve sucukların yağı donmuştu. Annemse salladığım şeylerden dolayı bana kızıyor çocuğa bilimsel olarak açıkla diyordu, ana yüreği yine dayanmıyordu. Artık kahvaltının değil göbeğimin derdine düşmem gerektiğine karar verip kardeşime son kez açıklamaya çalıştım“ Ben gerçekten öteki tarafta kimseyi kandırmak istemiyorum, sorarlarsa ismim Nilay derim, zaten Allah’ ın da kıyamet gününe kadar uyuyacak hali yok görüyordur ne olduğunu”. Kardeşim cennete gideceğinden emin bir şekilde“ Öteki tarafta da birlikte olalım istiyorum” dedi, o an“ Cennete gideceğin varsa da bu kahvaltıyı bana zehir ettiğin için gidemeyeceksin süt oğlan!!” diye bağırmamak için kendimi zor tuttum. Zaten sucukların yağı gerçekten donmuştu artık her şey için çok geçti. Sonuç odaklı tavrımdan taviz vermemeye çalışarak“ Göbek adı nasıl konuluyor peki bir fikrin var mı?” diye sordum, 10 gün önce doğan kuzenimizden bahsederek“ Onun ismini koyarken senin göbek adını da koyarlar olmaz mı?” dedi. Artık gerçekten bıkmıştım, nasıl olsa kuzenimin ismi koyulduğunda ben çok uzaklarda 2 çeşitli kahvaltılarıma geri dönerim diye düşünerek“ Tamam olur” dedim. Son bir kez sucukları yokladım belki yanlış görmüşümdür diye ama gerçekten donmuşlardı. Göbeğimden de kahvaltımdan da vazgeçtikten sonra bu sabah o amcayı dinleyenleri düşündüm. Hadi kardeşim küçüktü, inanması bir nebze normal sayılabilirdi peki yetişkin diye tabir ettiklerimizin kaçı bunlardan etkilenip ömrünün geri kalanını isminde ay- güneş geçenleri yürüyen cehennem odunu olarak görerek geçirecekti?
Bayram kahvaltısının üzüntüsü geride kalırken, olayın saçmalığı İstanbul’ a döndüğümde herkese anlattığım komik bir anı olarak kalmıştı. Ben anlatırken beklediğim gibi insanlar gülüyordu ama sonrasında konuşulanlar aslında durumun ne kadar tüyler ürpertici olduğunu anlamamı sağladı. Bir arkadaşım ismi Kuran’ da geçmiyor diye dinine düşkün(!) arkadaşları tarafından dışlanmıştı, bir diğeri ismi yabancılara konulan isimleri andırıyor diye arkadaşları ailesinin Türk olduğuna inanmamış, uzun bir süre dalga geçmişti. Üstelik arkadaşlarım örneklerle çoğaltılabilecek bu olayları yaşarken kardeşim kadar küçük de değildi. Birden aklıma babası“ yüz kızartan suçlar” dan birini işlediği için dışlanan arkadaşım, çocuğuna bakma sorumluluğunu yerine getirmeyen baba yüzün-
11