Her şey, sıcak olması beklenirken soğuk olan bir bayram sabahı kardeşimin bayram namazına gitmek istemesiyle başladı. Kesinlikle bana tepki olarak doğduğuna inandığım dini ritüellere fazlasıyla bağlı olan kardeşimin bu isteği bizi hiç şaşırtmamış, hacı komşumuzu ise fazlasıyla sevindirmişti. Üniversiteye başladığımdan beri mideme sadece bayramdan bayrama 2 çeşitten fazla kahvaltılık girdiğinden dolayı bayram sabahları benim için fazlasıyla önemlidir. O sabah gençlik yıllarındaki haline hayran olduğum Tarık Akan gençleşip kapıya gelse açmam, çekilişten hayalini kurduğum yeşil Vosvos çıksa ve teslim etmeye gelseler almam, rektör çıkıp“ al bu diploman seni erkenden mezun ettik artık memleketine geri dönebilirsin yavrucuğum” dese ilgilenmem. Sadece envai çeşit kahvaltılığın bulunduğu masa ve bir demlik çayımla baş başa kalmak isterim, bu bana hep küçük ve gerçekleşmesi için hiçbir engel çıkamayacak bir istek gibi gelirdi, ta ki bu bayrama kadar. Babamla annemin, sevgilerini de katarak hazırladıkları kahvaltı sofrasına gözlerimden kalpler çıkarak oturuyordum ki kardeşim bayram namazından nefes nefese geldi. Kardeşimi koşarak eve getiren şey kahvaltı olamazdı zira kendisi kahvaltıdan nefret ederdi. Yine de neden koşarak geldiğini merak etmedim çünkü kahvaltı tüm muhteşemliğiyle karşımda duruyordu ama tabi ki ana yüreği dayanmadı ve kardeşime neden koşarak geldiğini sordu.“ Ablama çok kötü şeyler olacak!” diye bağırmaya başladı, büyük ihtimalle yine oturduğum semtle ilgili kötü bir haber okuyup korkmuştu. Evime yedi( evet beş değil yedi) dakikalık mesafede olan marketin soyulduğunu ve bir kişinin hayatını kaybettiğini benden önce öğrenebilme yeteneğine sahip olduğundan bu ihtimal bana fazlasıyla kuvvetli geliyordu. Tabi ki ana yüreği yine dayanmadı ve biricik kızına neler olabileceğini sordu. Kardeşim bu sefer de“ Ablam cennete gidemeyecek!” diye bağırmaya başladı. Camiinin duvarında bayram dolayısıyla tam liste cennete girecekleri ilan etme ihtimalleri olmadığını düşünerek yine kahvaltıya odaklanmaya çalışacaktım ki, kardeşim artık ana yüreğinin dayanamayıp sormasını beklemeden anlatmaya başladı.“ Camiideki görevli amca namazdan sonra isimlerle ilgili konuştu ve isminde ay veya güneş geçenlerin cennete giremeyeceğini söyledi. Neyse ki göbek adı olanlar öteki tarafta kendisini göbek adıyla tanıtıp cennete girebilecekmiş! Ablamın göbek adı var mı?!” Annem ve babam elimizde sadece“ Nilay” var dercesine birbirine baktı, benimse gözüm hala kahvaltıdaydı, sucukların yağı donmadan yenmeliydi. Ama kardeşim durmuyordu, annemle