Çırpınışları esnasında laminant yüzeyde çıkardığı sesler oldukça tok ve ürkünçtü. Ritimsiz gürültüler hep şüphe uyandırır ve dans edemeyen ruh huzursuzlanır.“ Bana bak!” dedi birisi“ bence hiç kimse yalnız değil. Bedenen yalnızdır, ruhen yalnızdır ve benzeri eleştiriler sunulabilir fakat hiç kimse yalnız değil!” Bu esnada serinliğe olan özlemini gidermiş ve tebessüm ederken, karşısındaki bu tebessümü görmüyordu.“ Ne demek yalnız değil? Herkes yalnız bence bu dünyada. Kendisine eş seçen ne büyük hüzün taşır. Daha bir yalnız kalır şu dünyada...” diye cevaplarken, sesinde bir gariplik vardı. Yüzündeki tebessüme karşın, sesi oldukça titrekti ve her an ağlayabilirdi.“ Yok ya! Herkes yalnızmış. Kızım gözlerini aç artık, bugün bir balıktan yarın bir köpeğe, ertesi gün bir ağaca, belki ateşe belki de güneşe, rüzgâra ve bulutlara, daha kimlere ve nelere taşacaksın farkında değil misin? Bütün bu söylediklerimi iyi düşün! Taştın ve bu taşman sana katacak, daha çok taşacaksın. Şimdi gidiyorum ben, sana da bu‘ Yalan Yalnızlık’ hediyem olsun. Eminim ki ilk dert ortağın olarak beni yaratmadın, sonuncu da ben değilim. Fakat artık kendi isteğinle yarat dert ortaklarını, kendiliğinden türemeye başlarlarsa cehenneme çevirirler bu hayatı!” O tok ve ürkünç olan çırpınma sesleri dindi. Pencereden içeri, uzaklardan gelen insan sesleri dalgalandı kulaklarında. Ellerini fark etti sonra, son on dakikadır saçlarını örüp bozuyordu sanırım. Tekli koltuğun üzerinde bağdaş kurmuştu, ayaklarını uzattı yere doğru ve canı yandı. Batma hissini bir sızı aldı. Ayağındaki acıyan kısım yere denk gelmeyecek şekilde ayağa kalktı ve ışığı açtı. Kavanoz tipi akvaryumu kırılmıştı. Tek dostu yere yatmıştı. En azından bedeni yerde yatıyordu, daha demin“ şimdi gidiyorum ben” dememiş miydi? İşte o an anlamıştı. Yalanı, yalnızlığı ve taşmayı. Anladığını hissediyordu fakat anladığından emin olmak için kime danışacaktı? Ses yok. Ritim yok. Hareket yok. Derken, pencerenin önüne konan güvercin seslendi:“ Bırak o üç kağıtçıyı! Seninle dalga geçiyordu...”
9
Fotoğraf: Emre Akaltın