Dümdüz Oldu Tam Şuram
26
O
sabah , geçen yirmi yedi yılın , dün gece anneannesine hoşça kal diyememenin , üzerindeki yorganın ve on dört saat sonra yeni yıla girecek olmanın ağırlığını tüm vücudunda hissederek uyandı . İsmini unuttuğu bu duyguyu her sene yeni yıl yaklaşırken yaşadığı için yatağının altına kaçmış terlik tekini giyip yalpalayan adımlarla mutfağa gitti ve çayın altını yaktı . Akşamdan kapıya astığı boş torbanın her sabah bir ekmek ve gazeteyle doldurulduğu güveni ve beklentisi içinde mutfaktan çıktı , kapıya yöneldi . Elinde çay fincanı , önünde dünkü gazetesiyle mutfak sandalyesinde bir süre oturdu . Bugünkü gazeteyi yarın okuyup , sonraki günlerin gazetesini normal gününde okursa , sokaklarda , alış-veriş merkezlerinde veya dışarıda baktığı herhangi bir yerin bir köşesinde asılı duran yılbaşı süslerinin etkisini de bir kenara atarak yeni yıl gününde ona tarihi gösteren tüm şeylerden kurtulmuş olacaktı . Sırf bu yüzden , takip ettiği köşe yazarının yazısını iki ocaktan itibaren okuyabilecekti ama yine de kendini bir süreliğine mutlu hissetti . Kendine bir fincan daha çay koydu ve mutfak penceresinden dışarı bakmaya başladı . Bir kadın , altı yaşlarındaki çocuğunun elinden tutmuş , diğer elinde poşetler , hızlı hızlı yürüyordu . Kadının , kocasının onu aldattığını o sırada öğrenip bir an önce onu yatakta başka bir kadınla basma telaşı içindeymişcesine attığı adımları altı yaşındaki çocuğunu giderek kızdırmaya başlamıştı . Çocuk yolun ortasında annesinin elini bir anda bıraktı ve durdu . O an o yolun ortasında biraz daha durarak otuz metre ilerden yavaş yavaş gelen arabanın altında kalmak çok isterdi , fakat yuvadaki öğretmenini bu hayatta bulabileceği tek gerçek aşkından böyle gereksiz bir sebepten ötürü mahrum bırakmak delikanlılığa sığmazdı . Eğer o an ölse , meydanı tamamen öğretmeninin uzun boylu , sarışın , bıyıksız erkek arkadaşına bırakacaktı . Oysa onun büyüyünce çok gür bıyıkları çıkacaktı .
Çocuk tüm bunları düşünürken , otuz metre ilerden yavaş yavaş gelen araba haftalık alış-verişini yapmak için köşedeki süpermarketin önüne çekmişti . Süpermarketin sahibi otuz yaşlarında , 1.80 boyunda , yumurcak görünümlü bir adamdı . Asıl mesleği çevre mühendisliği olan adam , küresel ısınmanın etkisiyle eriyen buzullarla birlikte kendi mesleğini de kaybedip babasının açmış olduğu süpermarketin başına geçmiş ve işleri bir süreliğine devralmıştı . Yılbaşında ne yapacağını ya da ne yapması gerektiğini ya da insanların ondan ne yapmasını beklediklerini o da bilmiyordu . Yalnızca süpermarketinde yaptığı süslemeden memnundu şimdilik .