Buğu
Benim dünyam , bir ağacın gölgesinden öte değil . Benim dünyam , ağacın gölgesinden yukarıda değil . Gölgede başlar hükmüm , gecenin kokusunda . En büyük başarımdır gölgeler , dahası yok . Gölge ve aşağısı . Gölge ve tonları . Zihnimin köpüklerinde bata çıka ilerler tüm köpekler , başı kopuklar , kör talihlerine lanet edercesine , siyah beyaz havlar .
Benim dünyam … Ondan buna geçen , kendinden geçemeyen dünyam . Ah ! Saygıdeğer orospu çocukları ve nice taş kesilen fularların aklımı çelip beni kıvrımlı bir sütun gibi sardığı , boğduğu dünyam . Mum yakanlara ibretlik bir hikâye tadında sunulmuş fotoroman , şipşak dünyam . Halimden kim anlar .
Gölgesinde kendimi bulduğum ağacın pespaye elmaları mest etmiş beni ve belki de masum bir günahın tüm faturası , kovalara kesilmişti . Siyaha kesmiş bulutlar . Mora çalan gözaltı haberleri . Ajansı açsana , demimizi bulalım . Bu ne . İğrenç hayal , tadına bakılması imkânsız kâbus . Karabasan yürek yakan . İşte bu ! İşte bu ve buna benzeyen tüm ıvır zıvırlar besledi beni , güçlendirdi , karanlıkta kimseyi göremeyene dek . Gölgelerim … Benim gölge dünyam , benim zavallı smokinim . Dolunay vakti yaklaşırken mi insan acayipleşir , yoksa her zaman mı hilkat garibesiydik , karıncayiyenlerin gözünde , bilmiyorum . Saatler çoktan eridi . Fildişi kuleler çoktan yükseldi . İzlenimlerim , inlemelerime karıştı . Boka battı ve bu allahın belası eteklerde titreyip neyi dilediğimi dahi bilmezken , arkamda bir yerlerde bir şiir , bir roman oluyor . Bir şiir , roman oluyor ve bu eylemi şiar edinen herkes , cehennemi bir parça övmüştür zaten . Nisanın yirmi birleri hep bu denli nefes kesici geçmek zorunda mı ? İnsanın sesi , nedir sahi . Nisan ve yirmi bir ve kara kuru , görünmez bir papaz . Sağ kolunun altında . Sert bir düşüş sonrasında yaşadığın bunaltı gibi . Peynir ekmek gibi . Bakmasanıza lan ! Kelimelere ben yön verebilmek isterdim , ben , ben , ben . Ne yazık ki rüzgâr yönlendiriyor kalemi , rüzgâr es verdiriyor , bense saçlarımı tutuyorum , uçmasınlar diye . Bir koyu kalın hırkaya hasret kalmış , salaş tişörtlerle kendini heba eden , farenjitte ihtisas yapmış budala , bok püsür otoritesi , deneyim sonucu oluşmuş ve karanlığa daha fazla katran batırarak keten toplamış . Senin güzelliğin , benim iğrençliğim . Senin düzenin , benim yok oluşum .
19