-Bir dergi var-Ne anlatıyor-Oradan buradan-Senden benden?-Pek tabii, yani demem şu ki; gel.-Bu zamanlarda çok fena olmazdı, çiçeksin.-Harika! Haftaya bir demet alırız senden o zaman-Deneyeceğim-Ne için?( hiddetle, şaşkındır.)-En iyisi için( vals yapmayı severiz değil mi?)-Hah, yaşa birader.-Beraber
Kapattım hesabı bu konuşmadan sonra, dolaptaki süte koştum. Annem bulaşıkları yıkamamı söylemişti. Yine benden habersiz evime gelip teftiş yapıyor olması … Deli işi. Evim demişken kuru bir gürültü patladı kafamda. Kira geliyor ve çaresi bulunmamış bir çığ kütlesi gibi … Her şey böyle geliyor. Ne garip. Her şey çok hızlı, her şey çok yoğun ve sık. Bir tek kadın seyrek. Belirtmeden olmazdı. Gene bir çıtırtı dahi yok. Ama bak neyden bahsedeceğim. Mutluluk testi diye bir şey uygulamışlar, varlığıyla mest kaynağı İskandinavya’ da( neyse ki yaşayan varmış). Ve Dünya’ daki diğer ülkelere oranla, ilk sırada Danimarka en mutlusu belirlenmiş( oha sadece varlıklarını hatırlatmakla kalmayıp aynı zamanda en mutlusu olanlarmış …) ikinci sırada Norveç, üçüncü sırada yine bir İskandinav geliyormuş ki, neden oralardaki kentleri, köyleri kasabaları nedensizce seviyormuşum diye düşünürken, bu ipucunu kaçırasım gelmedi. Bu mutluluk aslında kişi başına düşen parayla büyük ölçüde belirlenebiliyormuş ancak klasik“ para var huzur var” tezini çürütüp gömçürten başka bir örnek var ki; ABD’ de kişi başı geliri yüksekken, mutsuzluktan maddelere ihtiyacın tavanda olması, kişilere güvenin ise tabanda dolaşması hemen ilk çürütücü silahımız oluveriyor. Şuna varacağım; hayır abi geldiğim yerden başka yer değil varacağım yer.
15
Her şeyi fazla yaşıyoruz.
Öz