Hepimiz Yıldız Tozuyuz
“ Hepimiz yıldız tozuyuz” derdi bir bilge. Kapkara boşluğu dolduran lekelerden boşalan pas izleriyiz. Kafası karışık bir yazarın darmadağın masasıyız belki de.
12
Yıldızlar evrenin kâğıtlarıdır. Yıldızlardan yansıyan foton kompozisyonları sayesinde okunur evren. Tanrılar okuyabildiklerini yıldızları serpiştirdikten sonra fark ettiler. Yarattığı cümleye bakan her Tanrı, ağzını yakan harfleri taşıyamadan evrenden düştü. Cümlelerin kudretine şaşıran her Tanrı, önce kelimeleri ve cümleleri tanrı edindi, ardından zihinsel olarak onlara dönüştü. Bundandır ki yarattıkları bütün canlıları gönderdikleri kelimelerle yönetmek istediler. Kendi yarattığı tanrıyı yabancılaştıran ilk fert Tanrı’ ydı. Tanrıların tanrısı ise kelimelerdir. Eski kelimelerle doğan her Tanrı, yeni kelimeler karşısında tutunamayarak, başka bir tanrıya dönüştü. Bu döngünün adı“ tanrısal seçilim” dir. Tanrılar bile, zamana ve tarihsel evrime boyun eğmek zorundadır zira. Yontma Tanrılar Devrinde taştan oyulan tanrılar, şimdi masaların üzerindeki kâğıtların rezerv değeriyle gülümsüyor yüzümüze. Kelimelerden aldıkları gücü bankalara ve iktidarlara vakfeden her tanrı, gücü yalnızca köleleştirmek ve zulmetmekten ibaret gören, zorba yasal kafesler yarattı. Kitapları, zihinleri ve bedenleri tutsak eden ilk yazarlardır tanrılar. Kutsal olduğuna inanılan kitaplar, anayasa metinleri ve“ medeniyetin” özgürlüğe biçtiği her türlü kefenin şeklini aldı. Gökyüzündeki efendinin, yerdeki otoriteyle kurduğu anonim şirket, galaksinin gördüğü en afili soygun filmiydi.
Yusufcan Artural