Eğitimcinin
ev ödevi
!
Mine Soysal
Mehmet Aksoy
Yazar ve yayıncı Mine Soysal ile eğitim
yöneticisi Mehmet Aksoy, 7. Eğitimde
Edebiyat Semineri’ndeki “Eğitimin
Edebiyat Karnesi” başlıklı oturumda,
eğitimin edebiyata yaklaşımı, listeler,
okuma uygulamaları, öğretmenin edebiyat
algısı, klasiklerden fantastiğe farklı okumalar
gibi birçok önemli başlığı tartıştılar.
Mine Soysal: Mili Eğitim Bakanlığı’nın
2004 yılında başlayan 100 Temel Eser
uygulaması onuncu yılını doldurdu. Bakanlık okullara bu listeyi verdi. Öte yandan, özel okullar ve Türk Dili Edebiyatı bölümleri de kendi listelerini yapıyor.
Hatta bazı okullar, dağıtımcıdan ve yayınevlerinden liste almak gibi türlü uygulamalara da başvurabiliyor.
100 Temel Eser listesini eleştire eleştire onuncu yılına geldik. Bu listedeki
eserler ve yazarlar, Türk edebiyatı tarihinin temel taşları ve her anlamda çok
önemliler. Ancak, biz uygulamayı eleştiriyoruz. Listedeki eserlerin çocuklar
tarafından bir gün mutlaka okunmasını önemsiyoruz ve aslında tam da bunun için bu uygulamaya karşıyız ve
iptal edilmesini istiyoruz. Çocukların,
28
daha beşinci ve altıncı sınıfta bu kitapları okumaya çalışıp örselenmelerini ve
o küçücük edebiyat heveslerinden tamamen vazgeçmelerini istemiyoruz.
Bir çocuğa ve bir gence böylesine bir
okuma listesini dayatmak, ancak iktidarların egemenlik anlayışıyla ilgili bir
tartışmayla açıklanabilir. Edebiyatın insana çarpıp, insanda başka türlü bir
sonuç, yorum, düşünce oluşturmasının bir başka halidir bu.
Mehmet Aksoy: 100 Temel Eser listesinde altını çizdiğimiz ve onayladığımız
kitaplar da var. Ancak burada önemli
olan, bu listelerin dayatmacı bir politika izlemesidir. Eğitimcinin bu noktada,
“Çocuklar mutlaka bunu okumalı mı ?”
sorusunu kendine sorması gerekir. 100
Temel Eser konusunda, Notos dergi-