KÜLLERİME
MEKTUP
—
YA R E N Y I L D I Z
Dönüp duruyorum etrafımda. Kendi çemberimi
kendim kurdum. Kapattığın tüm yolları ben inşa
ettim aslında, biliyorsun sen de kaçamayacağını.
Teke tek sen var oldun bu ıssızlığımda ve gecenin
karanlığına inat bu can yakan parlaklığımda. Susa-
bilmek ve dönüp gidebilmek için her şeyi yaptıy-
sak da karşılıklı, silme aklından bu diyeceklerimi.
İnsan kaçamaz bahtından. Unutma. Zoraki bir yeni
hayat dileğiyle yaşıyorken koyamazsın taşları ye-
niden aklının derin sularına. Bir zar var elimizde,
attığın her an yıllarca öteye savrulan. Bunu nasıl
açıklayacaksın ve ayrımsayacaksın? Varlığımdan
kurtulamadığın gibi aldığın nefesi nasıl hiçe saya-
caksın?
Söylenmesi gereken onca şeyi yuttuk. Birden bire
tüm bağlaçları çıkardık hayatımızdan, soru işa-
retlerini naylon poşetlere sıkıştırdık ve virgüllere
sığındık. Kaçamayacağız. Gönderildiğimiz bu sür-
günden sağ çıkamayacağız biliyorsun öyle değil
mi? Benim idrak etmem bir hayli zaman aldı ve
şimdilerde hangi şarkıya sığınsam bir bukle küfür-
den öteye geçemiyor içerimde. Bunları nasıl yazı-
yorsam, kelime kelime ömrüme nasıl nakşediyor-
sam işte öyle susacağım. Birden ve sancısız. Paldır
küldür ve sessizce. Yakarmaya vakit bulamadan
birden dost olacağım böceklerle, göremeyeceksin,
unutma.
Hissetmenin acısını silmeye çalışma aklından. Ben
bir bodrum katında sanrılarımla baş etmeye mil-
yonlarca sebep biçerken sen devam et uzayıp gi-
den yoluna, taşlara ve bana aldırma. Ben ki çok-
tan eriyip gitmiştim kendi yağımda, kavrulmadım
fakat eridim. Gözlerinin önünde, yavaşça. Şahitsin
kaldırmadığın cenazeme, bunları anlatma. Varlığı-
mı kutsal bir hazine yap ve gizle kitaplığına, zira
edilen yeminlerden bir ben daha doğmayacak. Bo-
şalan çay bardaklarını ve kesip uzatmadığım saç-
larımı koy kül tablasına, ama orada unutma. Dök-
tüğün küller derime nüfuz ederken seyredip gül,
olur mu? Acının her rengini sevdiğimi ve her cüm-
lemin acıya binaen olduğunu sakın unutma.
2
GÖRSEL: GLEN PREECE
7.Sayı
Göç