Kalabalık Dergi Kalabalık Shi | Página 24

Anlaşılan ofisten tek başına çıkmayacaktı. Bu konuşmanın bu noktaya geleceğini bildiği kadar, sadece iki saat içerisinde eski hallerine döneceklerini de biliyordu. Kendilerince oyalandıkları barizdi. Bu tarz insanların kendilerine göre bir itme-çekme kuvvetleri vardı. Hesapladığına göre çekmesi gereken yetmiş kare poz vardı. Bu hesabın en aşağı rakam olduğunu bildiğinden güneşin doğru zamanlarını yakalamak pek kolay olmayacaktı. Bütün bunlara alışık olmasıysa aklına bir başka yorgunluk şekli enjekte ediyordu. Bilinen yorgunlukla alışık olunan yorgunluk arasında usanma denen bir köprü olmalıydı. Nihayet denizi gördüğünde fotoğraf makinesini boynuna astı. Çevreye iyice bakındıktan sonra deniz kenarına yaklaştı ve dolmuşta bulduğu o sayfayı okuduğundan bu yana balıklara ikinci kez bu denli yaklaştı. Fotoğraf makinesini rastgele kaldırdı; ‘’Biz