Kalabalık Dergi Kalabalık Shi | Página 23

‘’Seyir, gerçeği görmek adına yetersiz de olsa, kokusunu taşıyabilir hakikatin…’’ ‘Ondan ayrılırken elini kalbine koydu, ağrısını teselli eder gibi sıvazladı göğsünü. Oysa bu hareketine sebep olabilecek bir şeyler yaşamadığımızı ikimizde biliyorduk. Nedense, o hareketi yaptığı anda ondan soğudum, ellerine yabancılaştım...’ İşe geç kaldım, sevgilerimle… Masasında duran fotoğraf makinesini aceleyle çantasına koydu, ön gözüne de defterini sıkıştırdı. Metropolde işe geç kalmak henüz ismi konmamış bir aktivite olabilir miydi? Aynanın yanından geçerken hızlıca kendine baktı, çantasını omzuna doladı, ceplerini yokladı, ayakkabısını giydi, masasındaki notlarını almayı unuttuğunu fark edip yarım ayak tekrar içeri daldı, kapı eşiğinde anahtarını çıkarttı ve kapıyı kilitledi. Uzun olmayan uzun yolu aştı. Trafik, fizik kurallarını bilse ne olacaktı? Ya Coğrafya? Otobüsteki mırlamalarla seyrettiği görüntüleri otomatik kapının tıslamasıyla geride bıraktı. Daha sonra sokağın başından sonuna, bol selamlı yürüyüşü başladı. İş yeri sokaklarının herkese görünmeyen yüzleri mi olurdu? Kimilerine göre sofistike ofisine uğrayıp etrafa göz gezdirdikten sonra duvardaki tarih cetvelinden, günün yapılması gereken fotoğraf çekimlerine baktı. Keyifli ses tonları ve gülüşmelerle birbirlerinin açılmamış uykularını hedef aldıkları ofisteki bu konuşmalardan payını, rastgele denk düşen bir soruyla aldığında, sadece bakakaldı. ‘’Baksana, Ecebey yazar olabilir mi sence?’’ Bugün epeyce işi olduğunu anlatamadan devam etmişlerdi oysa. ‘’Hadi ama! Bu adamın tarih bilgisi yok. Tarihe gömülmüş birinin tozlu sayfalarını araştıramayacak kadar da tembel! Üzerine konuşmalar yapabilecek birini tanımadığından uydurduğu bir karakterin etrafında dönüp durmalar yapar en fazla, bu kadarlık öykü olur işte! Dolayısıyla bu işe girmemesi lazım.’’ Dışarı çıkarken bu konuşma yüzünden uykuların değilse de dozun kaçacağını anlamıştı ve maalesef haklı çıktı. ‘’Ne! Nen var kuzum! Sürekli neyi yapmamam gerektiğini söylüyorsun ya da benzeri şeyleri ima ediyorsun. Aslında ne var biliyor musun? Senin olduğun yerde söz sahibi olmak istemem çünkü bu söze hakaret olur! Bugünden itibaren iş alışverişi dışında bir şey olmasın aramızda, tamam, bu kadardı… Şimdi de hava durumuna geçiyoruz; bugün hava kasvetli, basık, kara bulutlu ve yağmursuz çünkü bulutlardan biri çarpışmayı kabul etmedi ve çekip gitti, ben çıkıyorum!’’ 23