El yazısı olmayan hangi paragraf basit görünmezdi ilk bakışta? Hangileri
ilk cümlesinde duraklamak ve nefes almakla sonuçlanırdı? Hangisi o ilk
cümleyi okumaya iterdi kişiyi? Peki, hangileri onu saklama açlığı verirdi?
Elindeki sayfayı hızlıca katlayıp çantasına koymadan önce okuduğu cümle
ona garip bir heyecan bırakmıştı. Dolmuştan indiğinde yaptığı bu hareketin
ilgi çekip çekmediğini görmek için içerideki yolcuları hafifçe süzdü. Birkaç
yüz metre sonra evine vardığında çantasından çıkan Pandora’nın kutusu
mu olacaktı? Evet, belki bir sebeple herkes bu kutunun bir parçasına el
sürdüğünü düşünmüştü, oysa şimdi o, bu parçalardan birini yanında
taşıyor gibiydi.
Eve girdiğinde masa lambasını yaktı, çantasını kucağına alıp yatağa
oturdu, sayfayı çıkartıp okumaya başladı;
‘’Biz balıklar neden sessiz kalırız, aslında neden susmayı sizlerden iyi biliriz
biliyor musun? Kendi dünyamızın sınırlarını sadece yukarı doğru yüzerek
anlayabiliriz de ondan, bu edep dudaklarımızı memnuniyetle mühürler…
Sizler mi? Tâbi ya! Sonsuz boşluğu umut edinen sizler…’’
Devam edebilir…
19