Kalabalık Dergi Kalabalık Shi | Page 12

‘’Seyir, gerçeği görmek adına yetersiz de olsa, kokusunu taşıyabilir hakikatin…’’ ‘’Gözleri birden gümüş kesildi, ay gibi... (Uyku böyle anlarda uyanıklığı selamlıyor…) İfadesi düştü yüzünün… (Onunla konuşuyor…) Ağırlaşan gövdesini tutmak için anî bir hareketle elini yanağından çekti. (Hakkında rapor veriyor gibiydi…) Kollarını kenetleyerek sardı onu…’’ Rüya olduğunu bildiği bir rüyadan uyanmak için ne yapmalıydı? Kolunu ısırmak üzere hareket ettiremediğinde, üzerine felç inmiş bir kuvvetin varlığına ışık tutuldu… Uyanmak için ne yapmalıydı? Aylar önce tanıştığı o rüya, aylar sonra yeniden uğramıştı uykusuna… Üstelik baştan sona her anı, içine girip çıkan ayrı bir fotoğraf karesi halindeydi. Havada asılı halde duruyorken üzerine yaklaşan bu fotoğraflar, içlerinde o ana ait her ne yaşadıysa aynı yoğunluğuyla birlikte gövdesinden geçiyordu. Her resim a \