INmagazine Zirve Özel | Page 6

SÖYLEŞİ

“ TÜRKİYE’ NİN YOLSUZLUKLA MÜCADELE MEVZUATINA İHTİYACI VAR”

4
Türkiye Etik ve İtibar Derneği’ nde kısa bir süre önce bir görev değişimi yaşandı ve yeni yönetim kurulu seçildi. Yönetim kurulu başkanlığını da gümrük alanındaki etik çalışmalarıyla dikkat çeken Solmaz Gümrük Müşavirliği’ nin kurucusu Asım Barlın üstlendi. Barlın’ la Denizli’ den İstanbul’ a uzanan kişisel ve ticari hayatını ve onlarla beraber ilerleyen etik macerasını konuştuk.
Etik ve İtibar Derneği’ nin( TEİD) Yönetim Kurulu Başkanı olarak seçildiniz. Kendinizi okuyucularımıza biraz tanıtabilir misiniz? Denizli’ nin Talas kazasının Solmaz Köyü’ nde 1950 yılında dünyaya geldim. İlk, orta ve lise öğretimimi Denizli’ de bitirdikten sonra o zamanlar merkezi bir sınav olmadığ için İstanbul’ a geldim. Her fakültenin sınavı ayrı ayrı olduğu için bir okuldan bir okula koşturup duruyorduk. Bu esnada Güzel Sanatlar Fakültesi Tekstil Bölümüne girdim. Fakat tahsil hayatımı sürdürebilmem için çalışmaya ihtiyacım da vardı. Yalnız daha sonra bulduğum iş asıl faaliyetim alanım olunca okul ikinci planda kalmış oldu. İş bulabilmek o tarihlerde kendi başına bir marifet olduğundan bu sırada işe odaklandım. Yedi sene aynı yerde çalıştıktan sonra 1977 yılının son haftasında çeşitli sebeplerle işten ayrıldım. Çalıştığım için uzun süredir memleketime gidememiştim. Bu boşluğu değerlendirip hemen bir otobüse atlayıp Denizli Solmaz’ a gittim. Solmaz’ dan döndükten sonra 1978 yılında Solmaz Gümrük Müşavirliği’ ni kurdum. Solmaz’ ın ilk kurulduğu yıllar 70 sente muhtaç olduğumuz zor zamanlardı. Daha sonra 24 Ocak 1980 kararları ile bazı şeyler değişmeye başladı. Kişisel tecrübelerime göre 24 Ocak Kararları Türk Ekonomisinin dönüm noktasıdır. Sonrasında ticari faaliyetler canlanmaya başladı. 1983 Milletvekili Seçimleri ve Turgut Özal’ ın başbakan olması ile de Türkiye’ nin makus talihi değişmeye başlamış oldu. Yıllık 2,5 milyar dolarlık ihracatımız zaman içinde arttı. Bugün bildiğiniz gibi 140- 150 milyar dolar seviyesine gelmiş oldu. Peki bizim için bu yeterli mi? Elbette değil. Çünkü ülkemizin potansiyeli bundan çok daha fazla. Fakat önemli olan o zamanlarda bir hamlenin gerçekleşmesi idi. Zaman zaman duraksamalar olsa da Türkiye ilerleyen bir ülke. Ticari nosyonunu oluşturmuş ve rekabet edebilir durumda. İnsan potansiyeli de var. Bu insan potansiyelinin daha verimli kullanılması gerekiyor. Bu durum ülkemizi önümüzdeki günlerde daha güzel ve daha farklı yerlere getirecektir.