bir anlayış ile yaşanmaktadır. Şirket
içinde veya dışında her türlü etik hat-
ta hukuk dışı davranış karşısında ke-
sin bir sessizlik hüküm sürer. Bu tür
olayları ifşa etmeye çalışanlar hemen
şirketten aforoz edilir. Verilen karar-
ların etik boyutunu sorgulamaya yö-
nelik herhangi bir uyarı -sanki saçma
bir argüman gibi- hemen mahalle
baskısı ile engellenir.
Suskunluk Sarmalı şirketin tüm hüc-
relerini esir almıştır. Dışlanma kor-
kusu, Suskunluk Sarmalı’na ivme
kazandıran bir merkezkaç kuvvetidir.
İnsanlar topluluktan dışlanmamak
için, kendilerince önlemler alırlar.
Bu önlem alma varsayımı, “Konfor-
mizm/Çevreye Uyum Göstermek”
denilen, “Hayatı huzur içinde yaşa-
mak için etliye sütlüye bulaşmamak,
her zaman topluluğun görüşüne ya-
kın olmak ve hatta birebir aynısı ol-
maya çabalamak” temeline dayanır.
Etik-dışı yöntem organizasyonları
tipik olarak Makyavelci bir yönelim
tarafından karakterize edilir çünkü
etik ile ilgili karar alma gereğini gör-
mezler. Böyle organizasyonlarda etik
sorunlara karşı bir duyarlılık yoksun-
luğu ve onlarla uğraşmaya karşı bir
isteksizlik vardır. Etik-dışı davranışın
etkileri konusunda anlaşmazlıklar
olabilse de, iyi iş olarak benimsenir
ve cezasız kalır.
Etik-dışı yöntemi benimseyen orga-
nizasyonlar, paydaşların etik bek-
lentilerine duyarlı olma konusunda
da çok az eğilim gösterirler. Organi-
zasyonun üyeleri genellikle yukarıda
betimlenen türden mitlerin hüküm
sürmesi konusunda aynı inancı pay-
laştıkları için, şirket kültürü etik bir
düşünme yolu doğrultusunda çok az
önlem alır. Etik iklim aşağı yukarı hiç
yoktur ve yöneticiler ile çalışanlar
ahlaki açıdan dilsiz olarak betimlene-
bilir. Kararların etik boyutunu sorgu-
lamaya yönelik herhangi bir girişim,
kâr-zarar odaklı bir çevre baskısı yo-
luyla engellenir.
Fakat bu yöntem sürdürülebilir bir
başarı getirmeyecektir. Şirketler en
sonunda bu yöntemin yola açtığı güç-
lüklerle yüz yüze kalırlar.
Şirket bir süre sonra etik ihlallerinin
HAYATTA KALMA
YÖNTEMINI UYGULAYAN
ŞIRKETLER KENDILERINI
MAKYAVELIST OLARAK
GÖSTERIP AKLAMAYA
ÇALIŞIRLAR. ORTAYA ÇIKAN
ETIK SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ
ILE ILGILI ISTEKSIZ; ÇEVRESEL
VE TOPLUMSAL SORUNLARA
KARŞI DUYARSIZDIRLAR.
yol açtığı mali, finansal ve toplumsal
sonuçları kaldıramaz hale gelir. Özel-
likle ortaya çıkan skandallar şirketin
değişmesini elzem hale getirebilir.
Kişisel ilkeler ile şirket değerleri ara-
sındaki uyumsuzluk bir süre sonra
yüzeye çıkabilir. Örneğin çalışanlar
organizasyonun etik-dışı eğilimini
kendi etik değer sistemlerine aykırı
bulacak olurlarsa bilişsel bir uyum-
suzluk oluşur. Bu durumun şirketin
çalışanlarının motivasyonu üzerin-
deki etkileri yıkıcı olabilir.
Çalışanlardan başka diğer paydaşlar,
örneğin hissedarlar, müşteriler, teda-
rikçiler ve toplum, şirket ile uyum-
suzluk ve yabancılaşma yaşayabilir.
Bu durum da büyük itibar kaybı ve
paydaşların şirketle bağlarını kopar-
maları ile sonuçlanabilir.
TEPKİSEL ETİK YÖNTEMİ
Şirketler etik dışı yöntem tarafından
yaratılan güçlükler, sorunlar ve zo-
runluluklar karşısında tepkisel bir
etik yöntemine de başvurabilirler.
Böyle şirketler iş etiğine uygun dav-
ranmaya dönmeyi kabul eder ama
bunun ötesine de geçemezler
Tepkisel etik yöntemi, etik-dışı dav-
ranışların tehlikeli ve zarar verici et-
kilerinden kaçınmak için bir şeyler
yapılması gerektiğinin farkındalığı
ile ortaya çıkar. Fakat etik ilkelerin
etkin olarak şirkette güç kazanması
için herhangi bir eylem de yapmaz-
lar.
Etik dışı davranışlar karşısında “dil-
siz şeytan” gibi gözler kapanır ve ses
çıkmaz. Eğer etik-dışı uygulamalar
ifşa olursa, bunlar cezasız kalır ama
ayıplanırlar da.
İlginç bir şekilde, tepkisel etik yönte-
miyle yönetilen şirketler, aslında ken-
dilerini etik-dışı davranışların tehli-
kelerinden korumak isterler. Etik dışı
davranışların potansiyel risklerinin
farkındadırlar. Fakat paydaşlarının
aynı duyarlılığı göstermek isteyecek-
lerine dair tereddütleri vardır. Etik
ilkeleri açıkça ortaya koyarak şirket
itibarını kurtaracaklarını düşünürler.
Bu da onlara yetecektir. İş etiğine yal-
nızca kendilerini savunmak için ihti-
yaç duyarlar. Etik-dışı davranışların
sonuçlarını bilmelerine karşın, gene
de kuralları kazanç için esnetmeye
göz yumabilirler.
Aslında genel olarak gösterdikleri
çaba bir şovdan veya bir göz boyama-
dan ibarettir. Bu tür şirketlerin mut-
laka çok iyi bir etik ve uyum progra-
mı, çok iyi hazırlanmış bir etik kodu
ve her daim tekrarlanan etik ilkeleri
vardır. Fakat buradaki odak devamlı
olarak ürünler üzerindedir. Onun iş-
lerliği için kapsayıcı bir sürece ihti-
yaç duymazlar. Varsa vardır. Ötesine
gerek yoktur.
Tepkisel etik yöntemini uygulayan
şirketlerde gerçekte olan ile hayaller-
deki etik arasında devasa bir uçurum
vardır. Bu da aslında o çok korkulan
paydaşlar ile şirketin arasında bir gü-
ven bunalımına yol açar. Hem iç hem
de dış paydaşlar beklentilerinin boşa
çıktığını görünce eylemleri ve sözleri
tutarsız olan bir kuruma güvenmek
istemezler. Özellikle çalışanlar, gü-
venilirliği olmayan ve öngörülebilir
49