INmagazine Sayı 6 (Nisan, Mayıs, Haziran) | Page 42
ANALİZ
REKABET HUKUKU ILE
ILGILENEN AVUKAT, DANIŞMAN
VE AKADEMISYENLER,
YAPTIĞIMIZ ÇALIŞTAYDA,
TÜRKIYE’DEKI REKABET
MEVZUATININ VE REKABET
KURUMU’NUN, ÖZELLIKLE
TÜRKIYE’DEKI DIĞER HUKUK
ALANLARI VE KURUMLARI
ILE KARŞILAŞTIRILDIĞINDA,
OLDUKÇA YETERLI VE ŞEFFAF
OLDUĞUNU IFADE ETTILER.
40
yıllar bu alandaki deneyimlerini yansıt-
maktadır. Şeffaflık alanındaki olumlu
değerlendirme genellikle bununla ilişki-
lendirilmiştir.
2. Paydaşlar ile yapılan anket sonuçları
bize enformasyonu sağlamakla yüküm-
lü olanlar (Rekabet Kurumu personeli)
ile bu enformasyonu kullananlar ara-
sında değerlendirme farkı olduğunu
göstermiştir. Anketin tüm maddelerin-
de Kurum personelinin şeffaflık değer-
lendirmesi diğerlerinin üzerindedir. Bir
başka deyişle, bir taraf enformasyonu
verdiğini, diğeri ise iddia edildiği dü-
zeyde almadığını iddia etmektedir. Bu,
çalışmanın en önemli sonuçlarından
biridir.
Burada iki ihtimal söz konusudur. Birin-
cisi, mevcut enformasyon, kullananlar
tarafından görülmemektedir ki bu en-
formasyonun iletilmesine ilişkin bir so-
run olduğuna işaret eder. İkinci ihtimal
ise, mevcut enformasyonun yeterince
açık ve net olmaması nedeniyle kulla-
nıcıların mevcut enformasyonu düşük
değerlendiriyor olmalarıdır.
3. Yine anket sonuçları bize Rekabet
Kurumu’nun üçüncü kişiler ve kamu
ile enformasyon paylaşımı konusuna
nispi olarak daha az önem verdiğini
göstermektedir. Bu durum, Rekabet
Kurumu’nun üçüncü kişilerin ve kamu-
nun soruşturma süreçleri hakkında bil-
gilendirilmesini yeterince önemseme-
diği ya da bu konudaki enformasyonu
yeterince etkin bir biçimde iletemediği
şeklinde yorumlanabilir.
4. Şeffaflık “oyunun kuralları” ile ilişkili
ise iki temel sorun olabilir: Ya kurallar
yoktur ya da mevcut kurallar etkin bir
biçimde uygulanmamaktadır. Paydaş-
larla yapılan görüşmeler ve dava incele-
meleri sonucunda Türkiye’deki rekabet
soruşturmalarının şeffaflığına ilişkin ak-
saklıkların çoğunlukla mevcut kuralların
uygulamasından kaynaklandığı sonu-
cuna varılmıştır. Uygulamadaki sorunlar
birkaç genel başlık altında toplanabilir.
Birincisi, “ticari sır” ve “kurum içi yazış-
ma” gerekçesiyle mevcut enformasyo-
nun taraflar ile paylaşılmamasıyla ilgili-
dir. Kuşkusuz, mahremiyet gerekçesiyle
ilgili taraflarla paylaşılacak enformas-
yona kısıtlama getirilebilir. Ancak, bu
kavramlar bazı durumlarda Rekabet
Kurumu tarafından gereğinden daha
geniş tanımlanmakta ve bu da soruştur-
manın şeffaflığını ve savunma hakkını
kısıtlamaktadır.
Herhangi bir alanda ortaya çıkması
muhtemel tüm ihtimalleri dikkate alıp
ona ilişkin kurallar koymak mümkün
değildir. Bu tip boşlukların uygulayıcılar
(Bu çalışma bağlamında kurum uzman-
ları ve Rekabet Kurulu) tarafından ilgili
alandaki temel yasaların ruhuna uygun
olarak doldurulması kaçınılmazdır. Bu
uygulama yapılırken verilen kararlar iyi
gerekçelendirilmeli, gerekçeler kamu
ile paylaşılmalı ve benzer durumlarda
benzer kararlar vererek yasal düzenle-
melerin eksiklikleri teamüller ile gide-
rilmelidir. İkinci önemli sorun rekabet
soruşturmalarında kanunlarla açık ola-
rak düzenlenmeyen bazı durumlarda
Kurul’un nasıl karar verildiğine ilişkin
bilgiyi ne soruşturmanın taraflarıyla ne
de kamuyla paylaşması, aynı konuda
birbirinden farklı kararlara imza atabil-
mesidir. 4
Dipnotlar:
(1) Majone, G. (1994). The rise of the
regulatory state in Europe. West European
Politics, 17(3), 77-101.
(2) Majone, G. (1997). From the Positive
to the Regulatory State: Causes and
Consequences of Changes in the Mode of
Governance. Journal of Public Policy, 17(2),
139-167.
(3) Çetin, T., Sobacı, Z., & Nargeleçekenler,
M. (Yayınlanacak). Independence and
accountability of independent regulatory
agencies: the case of Turkey. European
Journal of Law and Economics.
(4) Emek, U., Zenginobuz, Ü., & Acar, M.
(2002). Bağımsız Düzenleyici Kurumlar ve
Türkiye Uygulaması. İstanbul: TÜSİAD.
(5) Metodolojiyi ve sonuç önerilerimizi
de içeren Raporun tamamına http://
ozgurlukarastirmalari.com/duzenleyici-
kurumlar-ve-hukukun-ustunlugu
adresinden ulaşmak mümkündür.