Ayrıca Türkiye’ deki siyasetçiler, ekonominin tahminen % 60’ ını kontrol imkânı veren( 4) bu kurumları ele geçirme konusunda başından beri istekli oldular ve iktidarlar bu kurumların yöneticilerinin atanmasında önemli rol oynadılar. Son 10 yılda birçok düzenleyici kurumun siyasi otoritenin siyasi projelerinin bir parçası olarak çalıştığına yönelik eleştiriler daha yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Bununla birlikte, Türkiye’ deki düzenleyici otoritelerin hemen hemen tamamının kuruluş kanununda kamunun bilgilendirilmesinin önemi vurgulanıyor ancak, şeffaflığın ne şekilde sağlanacağı belirsiz bırakılıyor. Özellikle, şirketler açısından ağır yaptırımlar ile sonuçlanabilmesi sebebiyle, rekabet alanındaki soruşturma süreçleri bakımından şeffaflığın tam olarak sağlanması son derece önemli. Bu süreçlerin şeffaflığının iki kategoride incelenmesi mümkün: Genel olarak şeffaflık ve soruşturmalara özgü şeffaflık. Genel olarak şeffaflık, yasa ve yönetmelik, so- ruşturma süreçleri ve uygulamaları, soruşturma süreleri, kurum kararları gibi genel olarak rekabeti tesis etmek amacıyla oluşturulan kurallar ve politikaların ne kadar şeffaf olduğudur. Bir başka deyişle, genel olarak şeffaflık, teşebbüslerin yaptıkları veya yapmayı düşündükleri eylemlerin mevcut rekabet düzenlemelerine uygun olup olmadığına; uygun değil ise, ne gibi sonuçlarla karşılaşabileceklerine ilişkin tüm bilgilerin açık, net ve kolay ulaşılabilir olup olmadığı ile ilgilidir. Soruşturmalara özgü şeffaflık ise, teşebbüsler hakkında rekabet otoritesi tarafından soruşturma başladıktan sonra sürecin ne kadar şeffaf işlediğiyle ilişkilidir. Soruşturma sürecinde ise şeffaflığın iki yönlü olması beklenir: Otoritenin soruşturmanın ilgili taraflarına soruşturma ile ilgili ne kadar bilgi sağladığı ve tarafların otoriteye bilgi iletme kanallarının ne kadar açık olduğu. Nitekim rekabet kuralları ve Rekabet Kurumu nezdinde yürütülen soruşturma süreçlerindeki şeffaflık bakımından
DÜZENLEMELERIN GENIŞLEMESINDE, TÜRKIYE’ NIN BATI ILE ILIŞKILERI ÖNEMLI ÖLÇÜDE ETKILI OLDU VE DÜZENLEYICI YASALAR ILE KURUMLAR AVRUPA BIRLIĞI’ NE( AB) ÜYELIK HEDEFI ILE UYUMLU OLARAK ÇOĞU ZAMAN AB UYGULAMALARI KOPYA EDILMEYE ÇALIŞILDI. bazı ciddi aksaklıkların bulunduğunun kabulü ile birlikte, Türkiye’ de Merkez Bankası, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurumu, Rekabet Kurumu ve Kamu İhale Kurumu kuruluş kanunlarında şeffaflık şartlarının diğer kurumlara göre daha kesin tanımlandığı açıktır. Sonuç olarak, tamamıyla devlet müdahalesinden arındırılmış piyasa yapılarının aksaklıklarını kendiliğinden düzeltemediğinden bahisle bağımsız düzenleyici otoriteler oluşturulduğunu biliyoruz. Nitekim bu otoritelerin artan yetki ve güçleri sebebiyle, toplumsal kaygılar ortaya çıkabiliyor ve kurulan bu sistemler ağır eleştirilere maruz kalabiliyor. Bu kaygıların giderilmesinde, otoritelerin her türlü iş ve işlemlerinde şeffaf olmasının temin edilmesi en önemli ve etkin role sahip unsurdur. Şeffaflık aracılığıyla keyfiyet ve belirsizliklerin ortadan kaldırılması toplumda oluşan veya oluşabilecek endişeleri azaltır. Bu çerçevede, yapmış olduğumuz çalışma, rekabet mevzuatının ve Rekabet Kurumu uygulamalarının, diğer kurumlara nazaran yeterli seviyede şeffaf olduğunu ortaya koydu. Öte yandan, mevzuatın Rekabet Kurulu’ na geniş takdir yetkisi tanıdığı alanlarda Rekabet Kurulu’ nun şeffaf ve benzer yaklaşımlar sergilemesi ve soruşturmaya taraf şirketlerin dosyaya sunulan bilgilere erişimi konusunda yaşanan sıkıntıların giderilmesinin Rekabet Kurumu’ nun şeffaflığını bir adım öteye taşıyacağı düşünülmektedir. Çalışma neticesinde ortaya çıkan nihai değerlendirmelerimiz ise şöyle özetlenebilir( 5): 1. Rekabet hukuku ile ilgilenen avukat, danışman ve akademisyenlerden oluşan bir grup ile yaptığımız çalıştayda katılımcılar, Türkiye’ deki rekabet mevzuatının ve Rekabet Kurumu’ nun, özellikle Türkiye’ deki diğer hukuk alanları ve kurumları ile karşılaştırıldığında, oldukça yeterli ve şeffaf olduğunu ifade etmişlerdir. Anonim paydaşların cevapladığı ve soruşturma süreçlerine ilişkin birçok konunun değerlendirildiği ankette de katılımcıların her konudaki değerlendirmeleri ortalamanın üzerindedir. Türkiye’ deki rekabet mevzuatı büyük ölçüde Avrupa Birliği’ nden aynen alınmıştır. Büyük ölçüde, Avrupa’ nın uzun
39