INmagazine Sayı : 5 (Ocak - Şubat - Mart) | Page 26
D O S Y A / Sosyal Psikoloji
24
Burada üçgenin son kenarı ise
“rasyonalizasyon”dur.
Rasyonalizasyon, bireyin kendi hareketlerinin sosyal
ve etik normlara ters düşen, akıl-dışı ve
şuur dışı saiklerini, rasyonel (ussal) ve
şuurlu bir takım saiklerle örtbas etmesini, normlara uygun ve toplum tarafından makul görünen bir bahaneye bağlamış olmasını ifade etmektedir.
Bilişsel uyumsuzluk ve sosyal karşılaştırma teorileri ile bilinen ABD’li sosyal
psikolog Leon Festinger’in ünlü çalışması da rasyonalizasyonu açıklamak
açısından oldukça önemli bir bilimsel
adım olarak kabul ediliyor. Festinger’in
deneyi kısaca şöyle özetlenebilir: Bir
grup deneğe yapması çok sıkıcı bir
görev veriliyor. Kendilerinden sonra
gelecek olan deneğe de çok eğlenceli
bir iş yaptıklarını söyleyerek aldatmaları
tembihleniyor. Bu işi yapan deneklerin
bir kısmına 1 dolar, bir kısmına 20 dolar ücret ödeniyor. Burada en başarılı
aldatmaları 20 dolar alanların yapması
beklenirken sonucun tam tersi şeklinde
gerçekleşmesi gerçekten şaşırtıcı. Peki
neden? 20 dolar alanların nedeni çok
açık: “Para almışlardır”. 1 dolar alanların ise, meblağın küçüklüğü nedeniyle
ilk önce kendilerini ikna etmeleri ge-
rekmektedir. Neden yalan söylediklerini
bir şekilde rasyonelleştirmeye ihtiyaçları vardır. Bu yüzden de bir anlamda
gerçekte işi yaparken eğlendiklerine
inanmışlar yani davranışlarını değiştirmişlerdir.
Başka bir deyiş ile 20 dolar alanlar için
“para”, yalan söylemeleri için dışsal bir
gerekçedir. Bunun dışında 1 gerekçeye
ihtiyaçları yoktur. Fakat bir dolar alanlar için dışsal gerekçe yeterli değildir.
İçsel bir gerekçeye de ihtiyaçları vardır.
Neden yalan söylediklerini kendilerine
bile izah etmeleri gerekmektedir. Kendilerine olan saygıları yara almasın diye,
aslında işin eğlenceli olduğuna kendi
kendilerini inandırmışlardır. Bilişsel
çelişki insanların düşünce ve davra-
BILIŞSEL ÇELIŞKI VE
RASYONALIZASYON
BIR KURUMUN YAPISI
IÇINDE KIMI ZAMAN
ÇOK IYI SAKLANABILIR.
RASYONALIZASYON ILE
İLGİLİ EN ÖNEMLI SORUN
BIZIM VICDANLARIMIZI
SAKINLEŞTIRIP, UYKUYA
YATIRMASINDA GIZLIDIR.
Rasyonalizasyon Yolları
Kişi bilinçli olarak etik dışı
davranışta bulunuyor
Kurum/
Toplum, etik dışı
davranışlara karşı
hoşgörüsüz
1 2
4 3
Ayrık
“Ben özel bir insanım.
Bunları ben hak
ediyorum ama onlar
bilmiyor. Başka
seçeneğim yoktu.”
Düşkün
“Herkes yapıyor.
Hepimiz suçluyuz.
Onlar önce
kendilerine
baksınlar.”
İnkarcı
“Daha sonra öderim.
Bir kereden zarar
gelmez. Bir şekilde
hallederiz.”
Mahrum
“Burada işler böyle
yürüyor. Bu herkesin
faydasına. Bundan
hiç kimse zarar
görmüyor.”
Kişi bilinçsizce etik dışı
davranışta bulunuyor
Kurum/
Toplum, etik dışı
davranışlara karşı
hoşgörülü
nışlarını dengelemeye çalışmalarından
doğmaktadır. Kişiler kendi düşünceleri
ile çelişen gerçekler ile yüzleşmekten
hoşlanmazlar. Çoğu zaman da bu gerçekleri kabul etmemek için bahaneler
üretirler.
Peki bu teorik yaklaşım, bireylerin kurumlar içindeki etik dışı davranışlarına
nasıl bir açıklama getirebilir? Bu etik dışı
davranışın parçası olan kişiler, dile getirilen etik itirazları inatçı bir biçimde görmezden gelir ve geçici olarak gündem
dışında bırakmaya çabalarlar. Bu şekilde
en etik dışı davranışları bile rasyonalize
etmeye çalışırlar. Başkalarının ve hatta kendi kendilerine yöneltebilecekleri
suçlamalara karşı koymak için bahaneler üretmeye başlarlar. Böyle bir “etik
körlük” tabii ki kişinin yeni ihlaller yapmasına sebep olacaktır. Artık etik davranışlar geri plana atılmış, yapılan tüm etik
dışı davranışlar rasyonalize edilmiştir.
Ünlü Worldcom skandalının faillerinden Bernard Ebbers’ın kilise arkadaşlarına gerçekten inançlı bir şekilde, “Size
bir dolandırıcı ile kiliseye gitmediğinizi
söylemek istiyorum. Hiç kimse benim
dolandırıcılık X\1,q'