INmagazine Sayı: 4 (Ekim - Kasım - Aralık) | Page 50

FELSEFE Yunanistan’ın üzüm ve tütün üzerine kurulu ekonomisi Yunan politik bilincinden daha iyi durumda değildi ve yoksulluk ancak Birleşik Devletler’e büyük ölçekli göç yoluyla hafifletildi. 1893’te devlet iflas etti ve borçlarını yönetmek üzere Uluslararası Finans Denetimi kabul edildi. 1924’te monarşi kaldırıldı ve ikinci Helenik Cumhuriyet kuruldu. Yeniden kurulan Yunanistan Krallığı 1935’ten 1974’e kadar sürdü. Yedi yıllık askeri cuntadan sonra krallık yeniden kaldırıldı ve üçüncü cumhuriyet kuruldu. 48 BİR ETİK TÜRDEŞLİK OLARAK AVRUPA BİRLİĞİ 1957’de Roma Antlaşması daha açık ve uyumlu bir Avrupa ekonomik alanı yaratma amacıyla Avrupa Ekonomik Topluluğu’nu (AET) kurdu. 1992’de Maastricht Antlaşması ile Avrupa Birliği yaratıldı ve 2002’de Euro 12 ülkenin ortak para birimi oldu. Avrupa Birliği yerkürenin küçük bir parçasını oluştursa da, küreselleşme sürecinde büyük adımlardan biridir. Küreselleşme modern etik gelişim düzeyine yükselen ulusların en yüksek politik türdeşlik uğruna, evrensel, ussal ve özgür Anayasa uğruna kolektif eylemleridir. Engin bir arkaik değerler bolluğu ile tanımlanan bir kültürel-çoğulculuk bölgesi olarak, sürekli bir savaş alanı olarak Avrupa tarih olmaktadır. Evrensel insan doğasına aykırı ulusal ve etnik ayrımlar tarafından, insanın sonsuz değerine aykırı boş inançlar tarafından, evrensel insanlık duygusuna aykırı ideolojik sapınçlar tarafından parçalanan Avrupa çoktandır demodedir. Modern Yurttaş Toplumu insanları salt gereksinimlerin doyumu uğruna birleştiren ve bu birlik ile bağdaşmayan tüm kültürel takıntıları anlamsızlaştıran ve değersizleştiren nihilistik bir potadır. Onda insan geçerlidir, Alman ya da Yunan, Türk ya da Kürt, Yahudi ya da Katolik vb. değil. Modern Yurttaş Toplumu’nun nakiti “Yurttaş”tır ve özgür istencin cisimselleşmesi olarak Yurttaş eşeysel, etnik, ırksal, dinsel ve dilsel hiç- bir ayrımcılığı tanımayan ekonomik yapının, ekonomik büyümenin, ekonomik gönencin mimarıdır. Ama özgür bireysel istenç yalnızca ekonomik değil politik istençtir. Modern yasa Yurttaşın istenci, yalnızca ve yalnızca onun özgürlüğünün somutlaşmasıdır. Kendi istencine boyun eğen insan özgürdür. Modern Devlet şu ya da bu ekonomik sınıfın, herhangi bir etnik grubun istenci değil, hak, ahlak ve törellik alanlarını kendisi belirleyen yurttaşın özgürlüğüdür. Tam gelişmiş modern ulusu bir başka tam gelişmiş modern ulustan ayırt edecek hiçbir ayrım yoktur: Tümünde ulusal duygu evrensel insan haklarının, duyunç özgürlüğünün ve ussal yasanın duygusudur. Türk, Alman, İngiliz, Norveçli, Bulgar, İspanyol, İtalyan bundan böyle bu evrensel duyguda gerçek egemenliği, gerçek gücü paylaşır. Evrensel bir insanlık Anayasasına doğru türdeşleşen politik karakteri ile, Avrupa Birliği herşeyden önce evrensel insan haklarının yaratısıdır. Yasa 1890’LARDA YUNANİSTAN’IN ÜZÜM VE TÜTÜN ÜZERİNE KURULU EKONOMİSİ YUNAN POLİTİK BİLİNCİNDEN DAHA İYİ DURUMDA DEĞİLDİ VE YOKSULLUK ANCAK BİRLEŞİK DEVLETLER’E BÜYÜK ÖLÇEKLİ GÖÇ YOLUYLA HAFİFLETİLDİ. egemenliğinin yaratısıdır. Duyunç özgürlüğünün yaratısıdır. Yarışmacı üstünlük kazanma gibi sözde neoliberal dürtülerin değil, ama etiğin sınır tanımayan karakterinin yaratısıdır. Etik yalnızca ekonominin güvencesi olmaktan daha çoğudur. Politik yapının karakterini de tanımlar. Çok değil elli yıl kadar önce, başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın çoğunun demokrasiye yabancı, giderek düşman olduğu 20. yüzyılın ilk yarısında Avrupa’nın birliği Lenin’in ve Hitler’in despotik düşlerini süslüyordu. Führerlerin, ducelerin, diktatörlerin kitlelere, yığınlara, halklara tanrılar gibi egemen olduğu o arkaik günlerde düşmanlık, nefret, yokedicilik Avrupa’da varoluşun normal durumu idi. Avrupa’nın yaşadığı yabanıllık, yokedicilik ve kötülüklerin [