31 edilmesi durumunda açıkça görülmektedir . Yapılan birçok diğer araştırma da bu görünümü destekler niteliktedir . Şu döngü , ekonomik gelişmişlik seviyesine erişememiş ülkeler için kendi içerisinde sürekli tekrarlanmaktadır : Etik değerleri takip etmeyen toplulukların ekonomisi gelişemez ; ekonomisi gelişmemiş ülkelerde de etik değerlere bağlılık söz konusu değildir . Bu döngüyü kırmak için gösterilecek her türlü çaba , sadece Türkiye ’ nin gelişmesi için değil , ülke çatısı altında bulunan tüm kurumlar , kuruluşlar , topluluklar , şirketler ve en önemlisi bireylerin huzur ve refahı için kritik öneme sahiptir . Araştırmada etik kavramının bireysel olarak anlamlandırılmasında farklılıklar yaşansa da görülen o dur ki toplumun içinde bulunduğu ekonomik düzendeki dengesizlik , bireyleri kolayca etik ihlallere yöneltmektedir . Ekonomik kalkınma için , etik anlayışa sahip yönetim düzeninin yanı sıra , ihlal durumunda gelişmiş bir sosyal adalet sistemine de ihtiyaç bulunmaktadır . Araştırmaya göre , etik tutumun ekonomiye olan etkisi , etik anlayışındaki farklılıklara rağmen , belirgin bir şekilde kendisini ekonominin günlük işleyişinde göstermektedir . Bu etki ekonomi – etik algısı anlamında birbirleriyle düzey , içselleştirme , işleyiş ve gelişmişlik boyutlarında paralellik arz etmektedir .