ARAŞTIRMA
30 kukun üstünlüğünün yeterli düzeyde benimsenmemesi ve aile kurumunun bozulması takipetmektedir . Katılımcıların eğitim düzeyi ortaokuldan üniversite ve üzerine doğru gittikçe etik problemlerin nedeni olarak eğitim yetersizliğinin belirgin bir artış gösterdiği gözlenmektedir . Dolayısıyla eğitim düzeyinin en yüksek düzeyde olduğu katılıcımlar etik problemlerini eğitim yetersizliği ile bağdaştırmaktadır . İlkokul düzeyinde eğitime sahip katılımcıların ise yaklaşık % 35 ’ i etik problemlerinin temel nedeni olarak paranın tek hedef olmasını görmektedir . Katılımcıların % 35,8 ’ i bireylerde dürüstlüğün aranan üç temel özellikten biri olduğunu ifade etmektedir . Bunu adil olma , doğruluk ve karşıdakine saygı duyma özellikleri takip etmektedir .
Etik değerlerden vazgeçme oranının en yüksek olduğu durumun “ hastalık / tedavi gereksinimleri ve özgür olabilmek ” konularında olduğu görülmektedir . Ancak katılımcıların % 50 - % 65 arasında değişen oranlarda , ilgili durumların hiçbiri için etik değerden vazgeçmesine neden olmayacağını ifade etmektedir . Yaklaşık her 5 kişiden biri ise kariyer yapmak , daha güçlü olmak iyi ekonomik şartlarda yaşamak , zengin olmak ve iyi bir evlilik için etik değerden vazgeçebileceğini belirtmektedir .
Bu çalışmanın temel amacı , Türkiye ’ de etik ve ekonominin etkileşimini anlamaktır . Bu amaçla konuya ilişkin argümanları daha güçlü veriler üzerine inşa etmeye yönelik olarak , kantitatif araştırmanın yanı sıra kalitatif araştırma da yapılmıştır . Kalitatif araştırma katılımcılarından elde edilen veriler , toplumda yerleşik olan etik anlayışa ve kavramın doğru ilişkilendirilmesine , eş deyişle bilinme ve içselleştirmeye ilişkin , oldukça sorunlu ve sorgulanmaya değer bir karmaşanın ve anlayışın var olduğunu ortaya koymaktadır . Etik kavramının diğer kavramlarla bağdaştırılmasına yönelik uygulama bile kendi başına , etik anlayışın içselleştirilememiş olduğunu göstermektedir . Etik kavramı sıklıkla ahlak kavramı ile bağdaştırılmaktadır . Bu bağdaştırma , ekonomik düzlemde etiğin yerini tanımlarken doğrudan belirtilmese de bireysel etik , aile etiği , iş etiği gibi etik çeşitleri hakkında baskın bir şekilde ifade edilmektedir . Bu bağlamda , Türkiye ’ de ahlak anlayışı kişilerin bireysel davranış ve tutumlarıyla ilişkilendirilirken ; etik kavramının toplumda birey bazında henüz tam anlamıyla yorumlanıp hayata dâhil edilemediğini göstermektedir . Araştırmada ‘ eşitlik yoksa etik yoktur ’ düşüncesinin oldukça yaygın olduğu görülmüştür .
Araştırmanın sonuç kısmına göre ; ekonomik refah seviyesindeki artışın , toplumun yönetime , çevresine ve kendisine olan güveni ve etik değerleri önemsemesiyle mümkün olabileceği , esasen bu araştırmanın verilerinin derinlikli analiz