INmagazine Sayı 23 Etik ve İtibar Derneği Etik ve İtibar Derneği | Page 27

hukuku da dahil olmak üzere birçok açıdan değerlendirileceği üzere , Avrupa Birliği Komisyonu (“ Komisyon ”) tarafından bağımsız çalışanlara toplu sözleşme / pazarlık hakkı öngörülmesine yönelik bir çalışma başlatılmıştır . 2 “ Toplu pazarlık ” kavramı , işveren ile işçiler arasındaki çalışma koşulları ve istihdam şartları , istihdam ilişkileri gibi hususların taraflarca müzakere edilmesi olarak tanımlanmakta . 3 Konuya ilişkin uluslararası mevzuatta ise geleneksel anlamda “ işçilerin ” toplu sözleşmeler müzakere etme ve imzalama hakkına sahip oldukları belirtilir . 4 Günden güne büyüyen bağımsız çalışanlar kategorisi ise temelde çevrimiçi iş havuzlarından ( pool ) çalışanlar ve uzaktan ( freelance ) çalışanlardan oluşmaktadır . Henüz çalışan uzayında nispeten küçük bir paya sahip olmakla birlikte , hızla artan yeni bir işgücü sınıfını ortaya çıkar . Her ne kadar bireysel ve proje bazlı bir çalışma çerçevesi çizseler ve -aynı anda birçok farklı tarafa hizmet sunmalarından dolayı- oldukça parçalı bir istihdam ilişkisine sahip olsalar da , bu tür çalışanların kendi işinin patronu mu , yoksa çalışan mı oldukları hâlâ gri bir alandadır . Zira , çeşitli ülkeler sosyal kaygılarla bu kişilerin statüsüne yönelik mevzuat yoluyla güvenceler getirmiştir . 5
KOMİSYON ’ UN “ TOPLU SÖZLEŞME HAKKI ” ADIMI Esnekliğe ihtiyaç duyan veya buna değer veren ya da ana gelir kaynağının yanında ek olarak gelir elde etmek isteyen kişiler için , bağımsız çalışma ilişkileri geleneksel istihdamda kolayca bulunmayan esneklik ve iş fırsatları sunmaktadır . Bu kişiler hangi zamanlarda , nerede , kimin için , ne kadar çalışacaklarını kendileri kararlaştırabilmekte ve hatta rakip çevrimiçi platformlar da dahil olmak üzere ek işlerde veya iş ilişkilerine taraf olabilmektedirler . Bu bakımdan , bağımsız çalışma ilişkileri tipik bir yarı-zamanlı iş ilişkisinde dahi bulunmayan derecede bir esneklik sağlamaktadır . Madalyonun diğer yüzünde ise , kamu tarafından ve mevzuat kapsamında sağlanan sosyal güvenlik koruması büyük oranda bağımsız çalışanları içermeyecek şekilde düzenlenmiş olmakta , diğer bir anlatımla yalnızca tipik iş ilişkisini temel almaktadır . İşte bu sebeple asgari ücretlendirme tarifeleri , ek mesai ödemeleri gibi işveren karşısında çalışanı koruma ve sosyal güvenlik ağı ( social safety net ) sağlama esasına dayalı hukuki mekanizmalar bağımsız çalışanların tarafı olduğu bu sözleşme ve hizmet sunumu ilişkilerinde korunmamaktadır .
1 . Komisyon ’ un Değerlendirmeleri Çalışmalarının sonucunda Komisyon , dijitalleşmenin ve işgücü piyasasında artan esneklik ihtiyacının yeni çalışma biçimlerinin ortaya çıkmasına yol açtığını tespit etmiştir . Günümüzde giderek artan sayıda kişi platformlar kapsamında veya uzaktan çalışmaktadır . 6 Komisyon tarafından , bu yeni atipik çalışma ilişkilerinin , çalışma koşulları ve toplu sözleşmeye erişim konusunda belirsizlik yaratabileceği değerlendirilmiştir . Komisyon ’ un konuya ilişkin değerlendirmesinde , özetle , aşa- ğıda yer verilen hususlar vurgulanmıştır : n Bağımsız çalışanlar ( örneğin platform çalışanları ), çoğunlukla , ( i ) sunmakta oldukları hizmetlerinin fiyatının belirlenmesi aşamasına dahil olamamaktadırlar ( Uber örneğinde uygulanan algoritmik fiyatlama durumunda olduğu gibi ) ve ( ii ) kendi şart ve koşullarını müzakere etmek için bireysel olarak pazarlık gücünden yoksun olabilmektedirler . n Bağımsız veya uzaktan çalışanlar temsiliyet , kazanç ve sosyal güvenlik açısından geleneksel çalışanlar ile benzer zorluklarla karşı karşıya kalabilmektedirler . n Tek çalışanlar ( bir çalışanı bulunmaksızın kendi adına ve hesabına çalışanlar ), monopson gücüne sahip belirli işgücü alıcıları karşısında güçsüz konumda kalabilmekte ve bu durum da bu kişilerin çalışma şart ve koşulları üzerinde çok az söz sahibi olmalarına yol açabilmektedir .
2 . Politika Önerileri ve Değerlendirmeler Bu değerlendirmeler sonucunda , Komisyon tarafindan gerçekleştirilmesi öngörülen değişikliklerin etki kapsamı , aşağıda paylaşılmakta olduğu üzere , dörtlü bir seçeneklendirme halinde kamuoyunun görüşüne sunulmuştur . 1 ’ den 4 ’ e kadar her bir seçenek bir önceki seçenekte öngörülen koruma kapsamını genişletir nitelikte belirlenmiştir : 1 ) Kendi emeğini dijital emek platformları aracılığıyla sağlayan tüm tek bağımsız çalışanlar . 2 ) Dijital çalışma platformları aracılığıyla veya belirli bir asgari büyüklükteki profesyonel müşterilere kendi emeğini sağlayan tüm tek bağımsız çalışanlar . 3 ) Düzenlenmiş ( ve serbest ) meslekler hariç olmak üzere , dijital platformlar aracılığıyla veya her büyüklükteki profesyonel müşteriye kendi emeğini sağlayan tüm tek bağımsız çalışanlar . 4 ) Dijital çalışma platformları aracılığıyla veya her büyüklükteki profesyonel müşteriye kendi emeğini sağlayan tüm tek bağımsız çalışanlar .
3 . Rekabet Hukuku Yansımaları Konuya farklı bir bakış açısı ile rekabet hukuku penceresinden bir değerlendirme yapıldığında görülmektedir ki rekabet hukuku mevzuatının uygulanması ilgili kişinin işçi veya bağımsız çalışan niteliğine sahip olması ile yakın ilişki içerisindedir . Bir örnek ile açıklamak gerekirse , Avrupa Birliği Adalet Divanı Poucet et Pistre 7 kararında , çalışanların AB mevzuatı kapsamında “ teşebbüs ” olarak nitelendirilmeyeceği ve bu sebeple işverenler ve çalışanlar arasındaki toplu sözleşmelerin ve görüşmelerin AB rekabet hukuku mevzuatı kapsamının dışında olduğunu kabul etmiştir . 8 Nitekim çalışanları teşebbüs olarak kategorize etmeyen bu uygulama ABD mevzuatında da benzer şekilde korunmuştur . 9 Türk rekabet politikalarının ve pratiğinin temelini oluşturan 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Kanunu ’ nda (“ Rekabet Kanunu ”) ise “ Teşebbüs ” ifadesi “ Piyasada mal veya hizmet üreten , pazarlayan , satan gerçek ve tüzel kişilerle , bağımsız karar verebilen ve ekonomik bakımdan bir bütün teşkil
25