DOSYA
24
Bağımsız Çalışanların Toplu Sözleşme Hakkına
İlişkin Avrupa Birliği ’ ndeki Güncel Gelişmeler :
Rekabet Hukuku Çerçevesinde İncelenmesi
Yazı : Mehmet Taha COŞKUN ve M . Fevzi TOKSOY , PhD
1900 ’ lü yılların başında ABD ’ deki caz performansı yapan sanatçıların para karşılığı çeşitli konser , gösteri veya performanslara “ angaje ” olmalarıyla terminolojisi oluşmaya başlayan “ gig ” terimi , günümüzde , kurumsal dünyanın ve özellikle de dijital ekonominin çeşitli şebeke işlerine para karşılığı “ angaje ” olan gerçek kişilerin bir çalışan olarak mı , yoksa üçüncü taraf olarak mı değerlendirilmesi gerektiği dilemasıyla ikinci baharını yaşamakta . Gelin bu tartışmaya değişik bir perspektiften göz atalım . Hızla büyüyen “ paylaşım ekonomisi ” ekosisteminin merkezinde çevirimiçi platform modelleri ile aracı hizmetler sunan teknoloji şirketleri bulunuyor . Gelişmekte olan bir alan olmasının da etkisiyle henüz genel geçer kabul gören bir tanımı bulunmamasına karşın , “ paylaşım ekonomisi ” ifadesi ile kastedilen geniş bant internet , cep telefonları ve diğer teknolojilerden yararlanarak mal ve hizmet tedarikçileriyle müşterileri çevrimiçi araçlar aracılığı ile birbirine bağlayan dijital platformlar ifade edilmektedir . Aslında böyle fiyakalı tarif edildiğine bakmayın . Bildiğiniz pazaryeri . Elbette , pazaryerinin dijitaldeki tezahürü toplumda temas ettiği tüm kesimler için bir taraftan sayısız etkinlikler ve yararlar sağlarken , öte yandan yeni zorlukları da gündeme getirmekte . Bir çevirimiçi platformun , platformunda yer alan üçüncü taraf bağımsız çalışanlar ( gig workers ) 1 karşısında sahip olduğu güçlü ve asimetrik pazarlık gücünü , lehine haksız yarar sağlamak üzere kullanabilmesi ihtimali , bu risklerden birini teşkil etmektedir . Bu riskin bağımsız çalışanlar lehine giderilmesi ve asimetrik durumun dengelenmesi için , bu yazının devamında rekabet