INmagazine Sayı 23 Etik ve İtibar Derneği Etik ve İtibar Derneği | Page 24

DOSYA
22 n Etik Kurul performans hedefleri her sene başında belirlenerek eğitimlerin gerçekleştirilme oranı , potansiyel etik ve uyum ihlali bildirimleri ile ilgili atılan adımlar ve faaliyetler gibi konularda gelişim izlenmekte ; n Yönetim Kurulu ’ na yapılan üç aylık periyodik raporlamalarla etik ve uyum konularını sürekli gündemde tutmakta , etik kurulu yönetim kuruluna periyodik raporlamalar yaparak yönetimin fark edilen ve çözümlenen etik ihlalleri konusunda bilginin güncelliğini ve şirket sahiplerinin etik ihlalleri konusunda sorumluluğunu ifade etmekte ; n Her yıl gerçekleştirilen Yönetim Kurulu bağımsız performans değerlendirmesinde yer alan ilgili sorular aracılığıyla en üst düzeyde sorumluluğun yerine getirilişi somut çıktılarla takip edilmektedir . Yazılı düzenlemeleri ( iş yürütme ilkeleri ve uyum politikaları ) yaratmak ( sistemleştirmek ) ve eşzamanlı olarak bu programı tüm çalışanlara , şirket tedarikçileri ve müşterilerini kapsayan tüm üçüncü taraflara ( dış dünyaya ) duyurmak , yönetimin etik ve uyum programını uygulamadaki ve sürdürmedeki taahhüdünü ifade etmektedir . Cevdet İnci , şirketin ölçeğinin büyümesini , şirketin sahipliğinin bir anlamda aileden topluma geçmesi olarak değerlendirmiştir . Kuşkusuz bu durum , hukuken bir hak sahipliği ve yönetim sorumluluğunun el değiştirmesini ifade etmemektedir . Asıl olarak , ölçeğin büyümesiyle üçüncü tarafların ve toplumun şirket ile entegre hale geldiği ; dolayısıyla yanlış karar ve idareden , aile dışında toplumun da zarar görebileceği ve bu konudaki duyarlılık ifade edilmiştir . Bu da aileye ilave sorumluluklar yüklemiş ; aileyi temsilen Yönetim Kurulu da sürdürülebilirliği desteklemek için farklı kurumsallaşma çalışmalarının yanı sıra etik ve uyum programını yapılandırmıştır . İç etkenler , İnci Holding örneğinde açıklandığı gibi doğal inisiyatif olarak doğabileceği gibi , üçüncü tarafların ( tedarikçi ve / veya müşteri gibi ) şirkete verdiği sinyallerle de oluşabilir . Eğer sinyaller erken aşamalarda aksiyona dönmez ise , daha sonra zorlayıcı dış etkenler olarak etik ve uyum programlarının kuruluşunu yönlendirebilir .
DIŞ ETKENLER : Günümüzün küresel ekonomi düzenini yöneten uluslararası platformlar ( Birleşmiş Milletler , OECD , Avrupa Birliği gibi ), Cevdet İnci ’ nin öngörüsüne benzer bir şekilde , etik dışı karar ve faaliyetlerden kaynaklanan zararın sadece şirketlere ve hak sahiplerine değil topluma da zarar verdiğini tecrübe etmiş ve çeşitli platformlarda ( ESG , SDG , Fair Trade gibi ) yazılı kurallarla şirketleri etik ve uyum programları düzenlemeye teşvik etmiştir . Şirket çalışanlarını , yatırımcılarını ve dolayısıyla toplumu etik dışı kararlardan korumak amacıyla yaratılan kurumsal etik ve uyum programlarının atası ( ilk örneği ), Amerika Birleşik Devletleri ’ nde 2000 ’ li yılların başında kapsamlı bir ekonomik krize yola açan Enron Skandalı ( https :// www . teid . org / etigi-tarihi-yazi-dizisi-77 /) ar-
ÇALIŞANLARI , YATIRIMCILARI VE DOLAYISIYLA TOPLUMU ETIK DIŞI KARARLARDAN KORUMAK AMACIYLA YARATILAN KURUMSAL ETIK VE UYUM PROGRAMLARININ ATASI , ABD ’ DE 2000 ’ LI YILLARIN BAŞINDA KAPSAMLI BIR EKONOMIK KRIZE YOLA AÇAN ENRON SKANDALI ARDINDAN AMERIKAN FEDERAL CEZA YASASINA EKLENEN ETIK VE UYUM PROGRAMLARI ELEMENTLERIDIR .
dından Amerikan Federal Ceza Yasasına eklenen etik ve uyum programları elementleridir . ABD ’ de yaşanan bu tecrübe , daha ileriki yıllarda tüm dünyada ülkelerin ( Birleşik Krallık , Fransa , Brezilya , Güney Afrika , Malezya , Rusya gibi ) ABD ’ deki kurumsal etik ve uyum elementlerini rüşvet ve yolsuzlukla mücadele kapsamında şart koşan yasalar çıkarması ile gelişmiştir . Bu yasalardan örnek olarak vermek gerekirse , uygulama alanını sınır ötesine genişleten , özellikle Birleşik Krallık ve Fransız rüşvetle mücadele yasaları üçüncü taraflara özgü kurallar ( bkz . TEİD 3 . Taraf Rüşvet ve Yolsuzluk Risk Rehberi ) ve standartlar içermektedir . Dolayısıyla bu ülkelerde faaliyet gösteren şirketler de doğal olarak bu standartları benimsemek ve tedarikçilerinin de benimsemelerini şart koşmak ya da tedarikçi seçimi ve yönetiminde bu şartları uygulamak zorundadır . Bu kurallara tabi olan yabancı ortaklı veya yabancı ülkelerde faaliyeti bulunan şirketlerle iş ilişkilerine başlamayı değerlendiren ya da halihazırda var olan ticaretini geliştirmeyi hedefleyen Türk şirketleri için de bu standartlar gün geçtikçe bir sorumluluk olarak ortaya çıkıyor ve böylelikle bu şirketlerin etik ve uyum yönetimi benimsemeleri için bir dış etken haline geliyor . Örneğin , yine İnci Holding ’ den örnek verecek olursak , otomotiv yan sanayii kalite beklentisi yüksek sektörlerinden birisidir . Yurt dışıyla ticaret ve ortak iş alanlarını artırma arzusu , yurt dışında faaliyet gösteren iş ortaklarıyla aynı dili ( yasalara uyum , toplumsal beklentileri karşılamak ) konuşmayı gerektirdiğinden İnci Holding için kurumsallaşma bir üst seviyeye geçmiş , etik ve uyum