INmagazine Sayı 21 Etik ve İtibar Derneği | Page 34

ETİK
İtaatkar sessizlik ile savunmacı sessizliğin farkı burada pasif bir hal yoktur . Kişi sessiz kalmazsa başına gelecekleri bilir ve sessizliği kendini korumak için bilinçli olarak devam ettirir .
Çalışan örgütün adlandırılmayan kurallarına uysal bir biçimde uymayı kabul etmiştir . Savunmacı sessizlik çalışanların ses çıkarmanın sonuçlarından korktukları için kasıtlı olarak sessiz kaldıkları , fikirlerini söylemedikleri sessizlik olarak adlandırılabiliriz .
32
İtaatkar sessizlik ile savunmacı sessizliğin farkı burada pasif bir hal yoktur . Kişi sessiz kalmazsa başına gelecekleri bilir ve sessizliği kendini korumak için bilinçli olarak devam ettirir . Örnek vermek gerekirse şirkette çalışanlarına uygunsuz şakalar yapan bir müdürün bu şakalarına gülüp geçmek , bunların uygunsuz olduklarını bile düşünmemek , düşünmeyi reddetmek itaatkar sessizlik olarak görülebilir . Benzer şekilde şirkette bir elemana mobbing yapıldığını açık olarak görmek hatta belki de o kişi ile dertleştikten sonra susmak savunmacı sessizliği ifade eder . Sosyalleşme sessizliğini ise örgütün veya çalışanların çıkarı için uygulanan sessizlik olarak adlandırabiliriz . Çok iyi iş çıkaran ama bunun karşılığında çalışanlarına mobbing uygulayan veya yolsuzluk yapan bir müdürü bu tür sessizliğe örnek olarak gösterilebiliriz .
Sessizlik komploları , karşılıklı olarak inkâr demektir . Birden fazla kişi susarak , ortada olan bir durumu kabul etmekten kaçınmak için sessiz işbirliği yapmaktadır . Gönüllü veya gönülsüz bu duruma katılanların aklından her zaman iki şey geçer ; “ Hiçbir şey sorma , hiçbir şey söyleme ”.
Peki bu tehlikeli sosyal olguya iş dünyasına şirketlerde rastlıyor muyuz ? Ne yazık ki birçok şirketin de ortasında dev gibi bir fil bulunuyor ve hiç kimse onu görmek veya ondan bahsetmek istemiyor . Bu fil bazen şirket çalışanlarına karşı uygulanan mobbing oluyor bazen de işler yürütülsün diye verilen ufak avantalar . Bazen bir yöneticinin büyük bir çıkar çatışması yaşaması oluyor , bazen de mesai saatleri dışında çalışmaya zorlanmak … O fil bazı şirketlerin tam ortasında dikiliyor ve şirket içindeki herkes o devasa hayvana değmeden , ona dokunmadan , onu hissetmeden , onu duymadan ve ondan bahsetmeden hayatına devam etmek istiyor . Bu tür kurumsal sessizlik “ kurumsal sorunlar karşısında düşüncelerini , görüşlerini veya kaygılarını ifade etmekten kaçınan çalışanların durumu ” olarak tanımlanıyor .