çıkmaları gibi huyları var”. Yine günümüzün
güncel siyasetinden örnek verecek olursak;
Balyoz, Ergenekon adı verilen “Siyasal hesaplaşma markaları” bir algı operasyonunun ürünü idi. Yönetildiği dönemde iyi de prim yaptı.
Ne var ki aradan geçen zaman bu algının içinde yaşayan gerçeklerin ortaya çıkması ile bu
markaları yaratanların enselerine “çöktü”!
Yaşanan bu gelişmelerin 2000’lerin başında
ABD’de yaşanan Enron’dan bir farkı yok! Yarattığı ve yönettiği “algı” ile 37 milyar dolarlık
bir şirket ertesi gün 80 sentlik bir şirkete dönüştü. Çünkü gerçeklerin bir şekli ile ortaya
çıkma huyları vardı!
Siyaset ortamında yaratılan algılar sonucu yok
edilen itibarların iade edilmeye çalışılması ile
ilgili bir “alışkanlık” var. Aynen, 1960 ihtilali
ile darağacına gönderilen ve o dönemde “tu
kaka” olan siyasetçilerin adlarının ileriki yıllarda ülkemizdeki önemli tesislere verilerek
“itibarlarının iade edilmesine” çalışılmasında
olduğu gibi… Ya da tersi; 1980 darbesi liderlerinin o dönemde isimlerinin verildiği eğitimöğrenim kurumlarının adlarının bugün başka
isimlerle değiştirilmesinde olduğu gibi. Markalar dünyasında ise böyle bir seçenek yok.
Enron’un itibarının iadesi yapılsa ne olur, yapılmasa ne olur. Ama markalar dünyası için buradan çıkartacağımız önemli bir ders var: Algı
ve itibar meselesi borsa gibidir. Algıya yatırım
yapar ve etkili bir