7
1929 yılında başlayan Büyük Buhran.
Büyük Buhran’ı hazırlayan üç faktör
vardı:
1. Daraltıcı para politikaları. (contractionary
monetary policies)
2. Bankacılık sektörünü etkileyen panik
ve hisse değerlerindeki tarihi düşüş.
3. Gold Standard olarak bildiğimiz
sirkülasyondaki paranın değerinin altına
endekslenmesi. (Her ne kadar bu
üçüncü sebep, birçok kaynakta Büyük
Buhran’ın tetikleyicileri arasında görülse
de bir o kadar kaynak da durumun
böyle olmadığını söylüyor. Bu
konuda daha fazla okuma yaparak
kendi kararımızı verebilmek
için daha fazla bilgi ile
donanmaya ihtiyacımız olduğunu
düşünüyorum.)
Aynı mukayeseyi finansal
olmayan tetikleyiciler
perspektifinden yaptığımızda
ise 100 yıl önce ortaya
çıkan, dünya nüfusunun
İspanyol Gribi biter bitmez piyasalar hızla toparlandı; değer artışı
%35 oldu ve bu artışı, 1921 ile 1923 arasında süren “Bull
Market” olarak tanımlanan refah dönemi takip etti.
%27’sine (500 milyon insan) bulaşan,
30 milyon kişinin ölümüne sebep olan
İspanyol Gribi’ne bakmamız gerekiyor.
İspanyol Gribi’ni enteresan kılan ise
para piyasalarına etkisinin pek de dramatik
olmaması ve düşüşün %10 ile
%20 aralığında olmuş olması. Bunun
temel sebebi, İspanyol Gribi ile Birinci
Dünya Savaşı’nın aynı tarih aralığında
olması ve savaş ekonomisinin üretime
olan talebi sürdürmesi olabilir.
Günümüzde yaşanmamasını ummakla
beraber İspanyol Gribi ile ilgili ilginç
bir veri de şu: Salgın Temmuz 2018,
Ekim 2018 ve Şubat 2019’da 3 dalga
halinde yaşandı ve toplam 7 ay sürdü.
Salgın biter bitmez piyasalar hızla toparlandı;
değer artışı %35 oldu ve bu
artışı, 1921 ile 1923 arasında süren
“Bull Market” olarak tanımlana refah
dönemi takip etti.
Başta Amerikan Başkanı olmak üzere
günümüz liderleri, aynı trendin görüleceği
ve salgınla mücadelenin ardından
piyasaların eskisinden de büyük
bir refaha ulaşacağı iddiasını sürdürüyor.
Her ne kadar geçmiş örnek bu
savı desteklese de günümüz liderlerinin
birçok zaman akılcı ve güvenilir
olmaktan uzak iddialarının toplumda
bir güven karşılığı buluyor mu? Değerlendirmeyi
size bırakıyorum.
Gelin zurnanın zırt dediği yere geçelim
ve asıl önemli soruyu soralım kendimize:
Bu kriz ne kadar sürecek ve çıkış
nasıl olacak?