INmagazine Sayı 15 | Page 27

olduğunu hayretle gördük.” Hakka- niyetsizlik, adaletsizlik veya eşitsiz- lik ismine ne dersek diyelim grubun kolektif yapısını bozması bunda bir etken olabilir miydi? Adaletsizliğin tüm sistemi bozacağını fark edenin sadece adaletsizliğin dezavantajlı ta- rafı olmayıp, adaletsizlikten avantaj sağlayan tarafın da bunu fark etmesi bize ne gibi dersler verebilir? Özel- likle iş dünyasının bundan alacağı dersler olabilir mi? Çalışanlarına adil, hakkaniyetli ve elit davranma- manın kurumun bütün yapısını iç- ten içe çürütebileceğini düşünebilir miyiz? Hatta bırakın toplumun bile bundan zehirleneceğini görüp ona göre önlemler almalı mıyız? Frans De Waal’in yazdığı gibi “Ayrıcalıklar an- cak gözlerden uzaktayken keyif verir. İnsanlık tarihi, büyük kıskançlıklara ve hatta kanlı devrimlere yol açan “ekmek bulamayanlar pasta yesin” sözleriyle doludur.” veya topluma hakim olan saygısızlığın kaynağı olduğunu söyleyebiliriz.” Aslında benzer çalışmalar iktisatçılar tarafından da yürütülüyordu. Adalet- sizlik Tiksintisi olarak adlandırılan bu durum çeşitli çalışmalarda insan- larda da ortaya çıkmıştı. Özellikle oyun teorisinin alanında giren Ülti- matom Oyunu gibi deneyler bu konu- da bize insanlar hakkında da çok şey anlatıyor. İngiliz epidemiolog (salgın bilimci) Richard Wilkinson’a ise “Eşitsizlik öldürür” diye yazar ve ekler: “ Gelir dağılımındaki adaletsizlik toplum- daki sosyal sınıf farklılaşmalarında adeta katalizatör etkisi gösteriyor ve toplum sağlığının genel anlamda bo- zulmasında da birinci derecede etkili bir faktör gibi görünüyor. Bu adalet- sizliğin, sınırları arasındaki uçurumu yansıtmanın yanı sıra hızla ortaya çı- kan üstünlük ve aşağılık duygularının 3 4 http://tanrivarmi.blogspot.com/2015/11/beynimiz-ve-biz-ultimatom-oyunu.html Matthias Seifert, Joel Brockner, Emily C. Bianchi, Henry Moon; Workplace Fairness Affects Employee Commitment: 2015 Ültimatom Oyununda ikinci oyuncu bulunuyor. Araştırmacılar oyuncu- lardan birine elindeki bir miktar pa- ranın (mesela bu örnekte 100 lirayı) istediği bir miktarını diğer oyuncu ile paylaşması için teklif ediyor. Fa- kat oyundaki en önemli kural şu oluyor; parayı alan oyuncu parasını ikiye ayırarak bir kısmını kendisine ayıracak ve kalan kısmını da diğer oyuncuya verecek. Eğer diğer oyuncu kabul ederse paylaşım gerçekleşecek ve her iki taraf da parayı alabilecek- tir. Fakat eğer diğer oyuncu kendisi- ne önerilen parayı reddederse her iki oyuncu da parayı alamayacak ve oyundan herhangi kazanç elde ede- meden ayrılmak zorunda kalacaklar. Görüldüğü gibi oyun mutlak bir işbir- liği ve adalet içermekte. Parayı alan ve dağıtımı yapacak olan oyuncu karşı tarafa ister 10 ister 40 ister 90 lira verebilecektir. Fakat karşı taraf kabul etmez ise iki taraf da her- hangi bir kazanç elde edemeden oyu- nu terk edecektir. Araştırmacılara göre insanların ama- cı sadece kazanç elde etmek olsaydı kendilerine ilk oyuncu tarafından tek- lif edilen 1 lirayı bile kabul etmeleri gerekmekteydi. Buna göre, ilk oyuncu kendisine bencilce 99 lira ayırıp, ar- kadaşına yalnızca sadece 1 lira verse bile ikinci oyuncu kabul etmeliydi. Ne de olsa rasyonel olarak 1 lira 0 liradan fazlaydı. Fakat daha sonra bu oyun üzerine yapılan bir çok deney bunun doğru olmadığını kanıtladı. Ender rastlanan kültürel farklılıklar bazen öne çıksa da özellikle teklif oranı arasındaki fark %20’den daha aşağı olursa karşı tara- fın yaptığı tekliflerin büyük bir çoğun- luğu kabul edilmiyordu. İlginç olan teklif eden tarafların da genel olarak orantısız tekliflerden kaçınmalarıydı. Görsel www.shutterstock.com sitesinden alınmıştır. 25