INmagazine Sayı 13 | Page 8

6

Karşılarında ayna bulunan çocukların sadece % 14.5’ i kural ihlâlinde bulunmuştur. Aynanın caydırıcı özelliğinden etkilenen çocuklar ise genellikle nispeten daha büyük yaşta olan çocuklardır. Uzmanlar bu durumun“ Öz-farkındalık” duygusunun gelişimiyle alakalı olduğuna inanmışlar ve çok küçük yaştaki çocuklarda bu bilincin henüz oluşmadığını ifade etmişlerdir. Öz-farkındalık bilinci gelişmiş olan insanlar sadece kendi yansımaları karşısında bile hatalı davranmaktan cayabilmektedirler. Doğrudan bireyler tarafından gözlendiklerinin bilincinde olmadıkları hâlde, sadece kendi yansımalarını görmek bile çocukların yasaklı davranıştan kaçınmalarını sağlamıştır. Bunun neticesinde insanların davranışlarını sadece başkalarının yargısından kaçındıkları için değiştirmediklerini, bazen kişinin kendisiyle yüzleşmesinin de yanlış davranışlardan kaçınması için yeterli olduğu ortaya çıkmıştır. 2
PEKI YA KUANTUM DÜNYASI? Başlıktan anlaşılacağı gibi, bu yazının konusu son dönemlerin çok moda kavramlarından olan hatta kişisel gelişim alanında bile çok kullanılan“ kuantum” kavramı hakkında. Bu nedenle kuantum fiziğine bir göz atmamız gerekiyor.
Klasik fiziğin, yani Newton fiziğinin belirlilik ilkesine dayandığını
bilmekteyiz. Yani yeterli neden ve koşullar neticesinde, belli bir sonuç oluşur. Bunun yanında Heisenberg ve Einstein’ ın öncüsü olduğu kuantum fiziğinde ise, evrende belirsizlik yani sonsuz olasılıklar vardır. Yani 2 + 2 her zaman 4 etmeyebilir. Deney kişiye, zamana ve mekana göre görecelilik gösterebilir.
Bu konuda en dikkat çekici deneylerden biri olan Thomas Young’ ın“ çift yarık deneyi”( double slit experiment) bilim insanlarını elektron hareketleri konusunda tartışmalara sürüklemiştir. Bu deneyde bir merkezden tek tek atılan elektronların karşısında bir levha ve bu levhada elektronların geçmesi için iki yarık bulunmaktadır. Elektronların hangi yarıktan nasıl geçeceğini gözlemleyemediğimiz bir ortamda deney başlatılır ve elektron makinası kapatıldıktan sonra levhanın arkasındaki duvarda dalga deseni oluştuğu( şekil-1) görülür. Ancak levhaların başına bir hassas bir kamera yani gözlemci koyduğumuz zaman, elektronlar parçacık gibi davranmaya karar vermiş ve levhanın ardındaki duvarda iki adet çizgi belirmiştir( şekil-2). Yani gözlemlendiği anda elektronun davranışı değişmiştir. 3
Bu deney bir çok bilim insanı tarafından eleştirilip elektronun bilincinin ve bilinçli davranışının olmadığına dair tezler ve açıklamalar üretilse de, deney çarpıcı

" LIDERLIĞIN GERÇEK ÖLÇÜSÜ INSANLARI ETKILEMEKTIR- NE DAHA FAZLA, NE DAHA AZ."

John Maxwell

olma özelliğini kaybetmemiştir. Yazının başında değindiğimiz gözlemci etkisi elektronlarda bile görülüyorsa; elektronların oluştuğu atomlar, atomların oluşturduğu hücreler ve hücrelerin oluşturduğu insanlar gözlemlenince farklı davranmayı seçebilirler. Yani bizleri oluşturan elektronlarımız bile gözlemlenince farklı davranıyorsa“ kimse bakmadığında bile doğru olanı yapmak” doğamıza uygun bir beklenti mi?
Solda: Şekil- 1, Dalga deseni
Sağda: Şekil- 2, Çizgi deseni